Türkiye’de yenilene-bilir enerji kaynaklarından daha çok yararlanabilmek için rüzgâr enerjisi santrallerini teşvik ediyoruz.
Rüzgâr bedava ama rüzgârdan enerji üretecek 1 MW kapasiteli bir kule ve donanımı için yurt dışındaki firmalara 1.2 milyon dolar ödüyoruz.
Enerji Bakanlığı’nın desteğiyle Türkiye’de rüzgâr santralleri için kule, kanat, jeneratör ve ilgili güç elektroniği sistemlerini geliştirmek amacıyla 2011 yılında “Milli Rüzgâr Enerjisi Santralleri” MİLRES Projesi adı verilen bir proje başlatıldı. İlk aşamada 500 kW’lık rüzgâr türbini geliştirilmesi, tasarım olgunlaştırıldıktan sonra 2.5 MW’lık prototipin yapılması hedef alındı.
MİLRES Projesi, başladığı tarih itibarıyla Cumhuriyet tarihinin en büyük bütçeli sivil Ar-Ge projesi idi.
Proje kapsamında Sabancı Üniversitesi, “Proje Yönetimi, Mekanik Sistemler” ana iş paketinden, TUSAŞ/TAİ “Türbin Kanatları” ana iş paketinden, İstanbul Ulaşım AŞ “Kontrol ve Elektronik Sistemler” ana iş paketinden, TÜBİTAK MAM “Jeneratör ve Elektrik Sistemleri”, İstanbul Teknik Üniversitesi ise “Rüzgâr Analizi ve Yapı Sistemleri” ana iş paketinden sorumlu.
Projede, tasarımı ve teknolojisi Türkiye’ye ait, özgün ve dünya standartlarında rekabetçi bir rüzgâr sanayiinin kurulması için gereken altyapının oluşturulması hedef alınmıştı.
Uzun dönemde, toplam 40 GW gücünde rüzgâr türbininin kurulumu için yurt dışına çıkabilecek toplam 40 milyar dolar yatırım bedelinin yurt içinde kalmasına imkân sağlanması bekleniyor.
Yüzde 80 yerlilik oranı
Medyaya yansıyan haberlere göre, prototip kule Terkos Gölü kıyısına dikildi. Sistem için gerekli parçaların üretilmesinde de yerli sanayi kuruluşları projeye destek verdi.
Elektronik kontrol sistemleri ve yazılımlar dışında kanat, göbek, hub, dişli kutusu, jeneratör, konvertisör, kula ve nasel gibi tüm parçalar Türkiye’de üretildi. Projede, yüzde 80’den fazla yerlilik oranı sağlandı.
İlk kulenin başarılı olup olmadığı, elektrik üretimine geçip geçmediği hakkında kamuoyuna açıklama yapılmadı. Prototip başarılı olacak ki üreticiler buna dayalı olarak yerli üretime geçebilsinler.
(TÜBİTAK ve Sabancı Üniversitesi’nden bilgi almaya çalıştım. Bilgi alamadım.)
Dr. Barlas’ı kaybettik
Gürbüz Barlas (1927) yakın bir büyüğümüz, dostumuz, komşumuz, akıl hocamızdı. Ülke sorunlarına duyarlı bir entelektüeldi. Çok kişiye şifa dağıtan, hastalarına ilgisini devamlı tutan bir hekimdi.
Gürbüz Barlas İstanbul Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra, ABD’ye gitti. Cleveland Fairview Park hastanesinde çalıştı. Üroloji ihtisasını Cleveland Clinic’te yaptı. Suni böbreğin mucidi Dr. Kolff’a asistanlık yaptı. Chicago Edwater hastanesinde suni böbrek merkezini kurdu. Hastanenin üroloji seksiyonu şefi oldu.
Askerlik görevi için Türkiye’ye döndü. Haydarpaşa Askeri Hastanesi’nde üroloji uzmanlığı yaptı. İ.Ü. Çapa Cerrahi Kliniğine üroloji uzmanı ve öğretim görevlisi olarak atandı. Çapa’da Türkiye’nin ilk suni böbrek merkezini kurdu, Dr. Necdet Koçak ve Dr. Alaaddin Vardar’la ilk böbrek transplantasyonunu yaptı. Çapa Tıp Cerrahi Kliniği’nde öğretim görevlisi olarak çalışırken 1968’da Amerikan Hastanesi kadrosuna geçti, cerrahi bölümü başkanlığı yaptı. Son yıllardaki görevi tıbbi kadro başkanıydı. Yakın zamana kadar 50 yıl hizmet verdiği hastaneyle onur üyesi olarak görevini sürdürdü. Başta eşi Ferhan Barlas olmak üzere tüm Barlas ailesine başsağlığı diliyoruz. Allah rahmet eylesin.