İthalat ihracatın önünde koşmaya devam ediyor. Dış ticaret açığımızın büyümesi döviz sorunumuzun büyümesine yol açıyor.
2017 yılının ilk 2 ayında ihracatımız yüzde 9.85 artarken ithalatımız yüzde 28.77 arttı.
- İhracat gelirimiz 25.6 milyar dolarken, ithalat giderimiz 40.4 milyar dolar oldu.
- İthalat ile ihracat arasındaki fark - dış ticaret açığı 14.8 milyar dolar. Geçen yıl aynı dönemde açık 8.0 milyar dolardı. Dış ticaret açığında yüzde 83.44 artış var.
- Geçen yılın ilk 2 ayında ihracat geliri, ithalat faturasının yüzde 74.3’ünü karşılayabiliyordu, bu yılın ilk 2 ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 63.4’e geriledi.
Her ayın sonunda TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi), ay içinde gerçekleşen ihracatla ilgili bilgileri açıklıyor. Her ay ihracat rekor kırıyor. Seviniyoruz...
Ama ertesi günü Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, aynı aya ait ihracat ve ithalat rakamlarını birlikte yayınlayınca bu defa da üzülüyoruz. Çünkü ithalat artışı, ihracat artışının önünde koşuyor.
İthalat faturasını ödeyecek büyüklükte ihracat yapmaktan ümidi kestik. Arayışımız, ithalat ile ihracat arasındaki farkın, dış ticaret açığının, büyümemesi, küçülmesi...
İthalat artışı, ihracat artışından daha yüksek olduğu için dış ticaret açığı bir türlü küçülemiyor. Devamlı büyüyor.
Dış ticaret açığı sonunda “Cari Açığı” büyüttüğü için ekomominin dengeleri bozuluyor. Dış kaynaklara bağımlılık artıyor.
“İhracat rekor kırıyor” diyerek, “ithalattaki patlamayı” görmezden gelince, “Dış Ticaret Açığı”ndaki tırmanış devam ediyor.
- 2015 yılında dış ticaret açığı 63.3 milyar dolardı. (Cari açık 32.1 milyar dolar olmuştu.)
- 2016 yılında 56.0 milyar dolar oldu. (Cari açık 33.1 milyar dolar olarak gerçekleşti.)
- 2017 yılında dış ticaret açığı 76.7 milyar dolara yükseldi. (Cari açık 47.1 milyar dolar oldu.)
- Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın açıklamasına göre, şubattan geriye 12 aylık dış ticaret açığı, 83.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı 2017 yılının üzerinde büyümeye devam ediyor.
İhracat artmıyor
Sorunumuz, ithalatı azaltamamız, ihracatı artıramamamız. İthalat ve ihracat kemikleşmiş durumda.
İthalatta büyük harcama enerji ithalatına yapılıyor. Daha sonra, makine ve teçhizat, demir çelik, kara taşıt araçları ve parçaları, plastik, kimyasal ürünler ithalatına yapılan harcamalar geliyor.
Bizde ithal mallarının nihai kullanım alanları iyi değerlendirilme-diğinde, genel değerlemelerde ithalattaki artış, yatırım ve sanayi üretim artışına bağlanıyor.
Şimdilerde önde gelen ithalat harcamaları büyük ölçüde inşaat ve az ölçüde de olsa tüketim faaliyetlerinin ithalat gereklerinden kaynaklanır hale geldi.
İnşaatın hurda demirini ithal ediyoruz. Demiri, çimentoyu ithal enerji ile pişiriyoruz. İthal makine ve teçhizatın büyük bölümü, büyük kamu inşaatları ve konut inşaatları ile yol, demiryolu, köprü, tünel projelerinde kullanılıyor. Karayolu taşıt araçları talebi azalmıyor, artıyor.
Yakın zamana kadar enerji ithalatı nedeniyle Rusya’dan yapılan ithalat faturası ilk sırada yer alırdı. Uzun süredir Çin, Rusya’nın önüne geçti. Çin’den sadece ucuz tüketim malı ithal etmiyoruz, çok sayıda üretici firma, tekstilden makineye bir çok ürünü, Türkiye’de üretmekten vazgeçerek Çin’de üretime başladı. Yerli üretimde de ucuzluğu nedeniyle Çin girdilerinin payı artıyor.
İhracatta ana pazarımız gene Batı pazarı. Toplam ihracatın üçte biri Almanya, İtalya, İngiltere ve ABD’ye gidiyor.
Biz de başarabiliriz
Başka ülkeler, ithalatlarını nasıl azaltıyor, ihracatlarını nasıl artırıyorlar ise biz de bunu başarabiliriz.
- Önce ithalat talebini iyi incelemek zorundayız. İthalatı artıran yatırım mı, üretim mi, inşaat faaliyetleri mi? Yoksa tarımda, sanayide ithal girdiye bağımlılık mı?
- Üretim yapımızı değiştirmek zorundayız. Tarım ve sanayi üretiminde ithal girdi bağımlığını azaltmak mecburiyetindeyiz.
- İhracatta ürün çeşitliğini artırmamız gerekiyor. Yeni sanayileşen ülkelerin, devlet desteği ile dünya piyasalarında sattıkları mallarla rekabet ederek ihracatı artıramayız.
Satacak malımız olursa ihracat artar. Satacak malları üretmek, satacak malları çeşitlendirmek yerine, ihracatçıya yeşil pasaport dağıtarak ihracatı artıramayız. Büyük inşaat projeleri ile konut projelerinin ithalat ihtiyaçlarını dikkate almazsak ithalat artışına seyirci kalmaya devam ederiz.
Tekrarda yarar var: “Büyüyoruz, ithalat ihtiyacımız nedeniyle önce dış ticaret açığı, sonra cari açık büyüyor” diyerek dış ticaret açığındaki, cari açıktaki büyümeyi önemsememeye devam edemeyiz.
Başka ülkeler büyürken dış ticaret açıklarını, cari açıklarını nasıl küçülttüler, küçültüyorlarsa biz de bunu yapabiliriz. Yeter ki doğru politikalar uygulayalım. Yeter ki ihracattaki ve ithalattaki gelişmeleri doğru okuyalım. Doğru değerlendirelim...