Sahadaki TSK destekli ÖSO harekâtı TV ekranlarında dakika dakika “canlı” veriliyor, savunma uzmanları tarafından “kurmay” yorumları yapılıyor.
O nedenle “saha” dışındaki “küresel” fotoğrafı sunuyorum.
.....................
Önce harekâtın adı...
“Zeytin Dalı” barışın simgesidir.
Afrin harekâtının “Zeytin Dalı” etiketi başlı başına “algı” hedefli bir iletişim ustalığı.
Psikolojik etkisi iyi hesaplanmış.
1974’te TSK’nın Kıbrıs’a çıkışını hatırlayın.
Adı “Barış Harekâtı” idi.
Bu da “algı” hedefliydi.
Bir bakıma “barış ve demokrasi” de getirmiş oldu.
Ada’da darbe yaparak yönetimi ele geçiren EOKA’cılar (Yunanistan’a İlhak Örgütü) devrildi. Rum yönetiminde yeniden demokratik sisteme dönüldü.
“Barış Harekâtı” öylesine bir depremdi ki Atina’daki “albaylar cuntası” yönetimi de devrildi, cuntacılar hapsedildi.
Yunanistan da demokrasiye döndü.
Bu bağlamda Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan Türkiye’ye “demokrasi borçlusudur.”
Zeytin Dalı harekâtı da o bölgede 2011’den beri “Stalinist” otoriter rejimin uygulandığı Afrin’e “yöre halklarının hürriyet soluyacağı” bir yerel yönetim getirebilir.
Elbette son tahlilde Suriye’nin toprak bütünlüğünü gözeten -geçici- fakat hürriyeti solumanın kalıcı olacağı bir geçiş.
......................
Fakat...
Bunu dünyaya iyi anlatabiliyor muyuz?
Kuşkulu.
Em. Büyükelçi Uluç Özülker değerli, deneyimli, donanımlı bir diplomatımızdır. Yorumları “referans” kabul edilebilir.
Özülker’e göre “Türkiye harekât öncesi diplomasi zeminini güzel oluşturmuş.”
Bu önemli.
Oyunu Ankara iyi oynadı.
Önce...
Ankara, ABD engelini aşmak için hareketlendi.
ABD “Afrin’le ilgimiz yok” açıklamasını yaparak “Türkiye’yle Rusya’yı karşı karşıya getirmek” istedi.
Ankara istediğini elde etmişti.
Ardından Rusya hamlesi...
Rusya, ABD’nin oltasındaki yemi yutmadı.
Türkiye’ye uçaklarına Suriye’nin hava sahasını bile açan “yeşil ışığı” yaktı.
Böylece “Türkiye’yi ABD’den daha da uzaklaştıracak, kendisine daha yakın konuma getirecek” bir diplomasi dansının 360 derece dönüşlü piruetini yaptı.
Ankara, Suriye’nin Türkiye’yi işgalci ilan ederek BM’ye başvurması ve sahada YPG’ye açık destek vermesini de Moskova üzerinden devre dışı bıraktı.
Türkiye, bu arada İran tavrını da yumuşatmıştı.
Yani...
Büyükelçi Özülker’in işaret ettiği “diplomasi gobleni” iyi işlendi.
.....................
Şimdi...
Fransa’nın isteğiyle BM Güvenlik Konseyi’nde oyunun “dünya prömiyerine” perde açılmış bulunuyor.
Şu satırlar yazılırken cevabı aranan sorular “ABD ve Rusya’nın tavırlarının ne olacağıydı?”
Özellikle Rusya, “TSK destekli ÖSO’nun Zeytin Dalı harekâtının önünü kesmeyi hedefleyen” bir karar önerisine “veto” koyacak mı?
Güvenlik Konseyi’nin üyesi 5 devletten 1’i bile “hayır” derse o karar çıkıyor.
Eğer...
Güvenlik Konseyi’nde bir karar açıklanırsa, “bağlayıcılığı” dahil analizi ayrı bir yazı konusu.
Örneğin İsrail “BM Güvenlik Konseyi kararlarını takıyor mu?”