Zarrab olayı “çözdükçe karışı yor...”
Tam bir “Conspiracy story (komplo hikâyesi).”
“Da Vinci Şifresi” kitabıyla küresel patlama yapan ve sonraki kitaplarıyla çıkışını sürdüren Amerikalı yazar Dan Brown’ın son kitabı “BAŞLANGIÇ”ta bir internet sitesinden söz ediliyor; ConspiracyNet.com...
“Komplo teorisyenlerinin” kullandıkları yöntemi anlatıyor.
Yöntemin adı “veri haritalama...”
Görünürde farklı veri noktalarını veya bilgileri inceleyip, bunları olası “takımyıldızlar” meydana getirecek anlamlı hallere sokarak “birleştirmek” anlamına geliyor.
Yani...
“Burç haritalarına” benzetilebilir.
“Yıldızların rastgele yerleşiminden hayvan şekilleri çıkartmak” gibi.
.....................
Zarrab olayından “veri haritalama” yapanların bir kısmı, -bizdekiler dahil- yorum yapanlar.
Meşrebine göre farklı yorumlar bunlar.
Ama...
Ortak özellikleri “edilgen” olmaları.
Amerika’dan gelen hamlelere, Amerikan medyasının haberlerine göre, kısacası Amerika’nın tavrını izleyerek anlam çıkartanlar...
Bunların “veri haritalama” üretimlerini okuyoruz, izliyoruz.
Bunlar ikinci derecede önemli.
.....................
Asıl önemli olan, Amerika’da nasıl bir “veri haritalama” hazırlandığıdır.
Sadece “Zarrab’ın ifadeleri” -ki sanıyorum itirafları diye sunulacaktır- değil, nasıl bir “genel algı” paketi yapılacağı büyük “soru işaretidir.”
“Çeşitli veriler” arasında “bağlar” çizilip, “veri haritası” üretileceği, bunun dünya kamuoyuna bir “algı paketi” olarak sunulacağı kanısı var.
Zarrab’ı kullanarak Türkiye’yi ve dün -iktidar kaynaklarına yakın Abdülkadir Selvi’nin yazdığı gibi- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan bir “algı operasyonu mu?”
Selvi şöyle yazdı:
“17-25 Aralık’ta FETÖ aparatını kullanarak Erdoğan’ı devirmeyi başaramayan ABD, Zarrab operasyonuyla bizzat devreye girdi.”
Yazıda ilginç iddialar var.
Şöyle ki:
- “CIA, Zarrab için MİT’çi Mehmet Barıner’i kaçırma operasyonu düzenlemiş.
MİT mensubu Barıner Zarrab’ı izlemekle görevliymiş.
Yurt dışına çıkarıldıktan sonra Zarrab davasında Türkiye’ye karşı canlı tanık olarak kullanılacağı istihbaratı alınmış.”
- “ABD 2007’den itibaren Zarrab’ı takibe almış.
Türkiye-İran-Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden para trafiği (başka isimlerle de) ve altın ticareti takip edilmiş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söz konusu olduğu durumlarda ise Alman istihbaratı da devredeymiş.
Zarrab’ın çocuğunu eğlendirmek için ABD’ye gittiği inandırıcı değilmiş, bir pazarlık sonucu gittiğinden kuşku duyuluyormuş.
Türkiye dışındaki mal varlığına sahip olması karşılığında itirafçılık pazarlığı yaptığı düşünülüyormuş.”
......................
Bütün bunlar ortada “komplo hikâyesi” olduğunun işaretleri.
Ve...
Türkiye’ye, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na “komplo” olması halinde “Önce vatan” diyen herkesin karşı tavır koyması gerekir.
Yalnız... Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek’in dün CNN Türk’teki şu söylemine dikkat.
Aradaki “hassas çizgiye” de özen gösterilmeli.
Zarrab’ın İran’daki ortağı mahkûm edildi, idam cezası verildi.
O nedenle Zarrab’ın değil, Türkiye’yi ve Türkiye’yi temsil eden kurumların, şahısların yanında olunmalı.