Ali Babacan AK Parti’den istifa etti.
“Yeni parti doğumu” artık gün sayıyor.
Ali Babacan’ın söylemlerini dikkatle okudum.
Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan tek kelime yok.
.....................
Gösterilen bu dikkat “siyasetin son trendi...”
Son İstanbul seçimlerinde bu trendi Ekrem İmamoğlu başlattı. Doğrudan Erdoğan’ı hedef almamaya özen göstermişti.
Ilımlı üslup...
Kucaklayıcı yaklaşım...
“Yeni bir sayfa açmak” söylemi...
......................
Ali Babacan da “Her konuda beyaz sayfalarla işe başlamak gerekmektedir” söylemiyle start aldı.
Kuracağı partiye davet için görüştüğü bir gruba da şöyle demiş:
“AK Parti’nin içini hedeflemiyoruz. AK Parti tabanına da hitap ediyoruz ama Türkiye’yi hedef alıyoruz.”
İmamoğlu’nun bütün İstanbulluların “başkanı olacağım” çizgisinin Babacan’dan “Türkiye ölçeklisi...”
.......................
“AK Parti’nin içini hedeflemiyoruz” demesi akılcı.
Çünkü üretilmiş “11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün arkasında olduğu Babacan’ın kuracağı parti AK Parti’den grup kuracak kadar milletvekili koparacak” abartılı iddiaları havada uçuşuyor.
Böyle iddiaları hayata geçiremezlerse daha ilk adımda tökezlemiş olurlar.
Çıtayı çok yükseklere koymak, abartılmış iddialar belki ilgi çeker ama havada kalırsa “patlamış balon” algısı üretir.
Ayrıca...
Böyle bir iddianın seslendirilmesi AK Parti’de safları daha da sıkılaştıracaktı.
Babacan bilinen “ihtiyatlı” üslubunu ve tarzını sürdürüyor.
........................
AK Parti tabanının dışından da isimlerle konuşmuşlar.
Örneğin...
Zülfü Livaneli’yle.
Olumlu sonuç alamamışlar.
Ama...
Özellikle kamuoyunun “ekonomi alanında güven duyduğu” bazı siyasetçiler de Babacan’la birlikte yola çıkanlar arasında.
........................
Ahmet Davutoğlu’nun da partisi yolda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bayram tebriki bağlamında konuşmuşlar.
Tersi bir açıklama yapılmadığı için yansıtmakta sakınca yok sanırım.
Erdoğan telefonda Davutoğlu’ndan “23 Haziran seçimleri öncesinde İstanbul’a gelerek Binali Yıldırım kampanyasına katkısını” istemiş.
Davutoğlu “Anadolu’dayım” gerekçesiyle olumlu yaklaşmamış.
.......................
Bütün bunlar gazete sayfalarına ve TV ekranlarına yeterince kuvvetli yansımadı.
Güçlü bir rüzgâr gözlemlenmiyor.
“Medyada yer bulmak” zorluğu 2019 Türkiye’sinin gerçeği olmakla beraber, gündemde Türkiye için “S-400’ler” gibi çok flaş konular arasında “tabii elemeden geçme” sürecini de dikkate almalıyız.
Bunun ötesinde bir siyasi parti kurmak iddiası sahiplerinin “iletişim stratejilerini” iyi kurmaları, hamle zamanlaması için ortamı doğru okumaları gerekir.
........................
Cumhurbaşkanlığı sistemi yüzde 50+1 oyu gerektirdiği için ittifakları öne çıkarıyor.
Nispeten küçük partiler ittifaklara katkıları nedeniyle ağırlıklı olabiliyor.
“Yeni partilerin de -en azından- böyle bir şansı var” denebilir.
Çoğunluk (yüzde 50+1) siyasete “çoğulculuk” getirmekte.
.......................
Not: Yazımda, haber kaynakları güçlü Abdülkadir Selvi’nin Hürriyet’teki satırlarından da yararlandım.