Sayın Vehbi Koç kaybının yıl dönümünde dün anıldı.
Her yıl olduğu gibi, Vehbi Koç Ödülü açıklandı ve düzenlenen gecede sunuldu.
Eğer bizi bir yerlerden görüyorsa bu yıl da gülümseyerek bu seçimi onaylamış olmalı.
.....................
Vehbi Bey’i “yakından tanıyabildim” diyecek kadar şanslıyım.
Yeniköy’deki evlerimiz arası 80-100 metreydi.
Sık sık hatta neredeyse her hafta sonu eşimle birlikte yemeğe çağırırdı.
“Saat 19’dan evvel gelin, haberleri birlikte dinleriz” derdi.
Haberleri dikkatle izlerdi, birkaç kelimelik kısa yorumlar yapardı.
Bazen tepki gösterirdi.
Haberler öncesi bir kadeh viskisi gelirdi.
Son yıllarında cin-tonik içmeye başlamıştı. Toniği bol, cini az... Sadece bir kadeh.
Haberlerden sonra yemeğe geçilirdi. Çorba, et veya balık, salata ve meyve...
Yemekte alkol almazdı.
Şarap içtiğini de hiç görmedim.
Yemek sonrası beni köşedeki koltuğa çekerdi. Günün siyaset konularını konuşurduk.
Bazen yakınırdı.
Ama...
Hiçbir zaman karamsarlığa girdiğine tanık olmadım.
Lafı şöyle bağlardı:
“Neler gördük, neler geçirdik. Ne kötü durumlar yaşadık. Hepsini atlattık. Bu kötü günleri de atlatacağımıza inanıyorum.
Neden dersen...
Hacı babanın içinden öyle geliyor...”
......................
“Vatanım varsa, ben de varım” sözü kişisel anayasasının değiştirilemez önsözüydü.
Kendisinin şirketlerindeki yöneticilerin ve Türkiye’yi yöneten siyasetçilerin sağlıklı olmaları gerektiğine inanırdı.
Her dönem devlet yöneticilerine mektuplar yazmıştır.
Bu mektuplarında asla kendi şirketleri, ticari işleri için tek kelime olmazdı.
Liderlerin sağlıklarıyla ilgili tavsiyelerde bulunurdu, Türkiye yararına önerileri olurdu.
Mektupları da kısaydı, yaptığı konuşmalar da.
Kürsüye geldiğinde birkaç kez bileğindeki saati çıkarıp önüne koyduğuna ve “Sadece 3 dakika... Sadece 5 dakika konuşacağım” dediğine şahit oldum.
.....................
Her zengine olduğu gibi Vehbi Bey’e de her gün çok sayıda yardım isteği gelirdi.
Onları okur, gerekli gördüklerini “doğruluğunun araştırılması için” ilgili çalışma arkadaşlarına havale ederdi.
Onlardan gelen sonuçlara göre karar verirdi.
Para yardımlarını doğrudan göndermez, ihtiyaç adresine havale ederdi.
Örneğin...
“Tedavi masrafıysa” hastaneye, “eğitim yardımıysa” okula...
.....................
Her gün sabah 8’de çalışmaya başlardı.
Sekreteri Suzan Hanım gelir, ona gazetelerden haberleri ve gerekli gördüğü köşe yazılarını okurdu.
Bunlar kesilir, dosyalanırdı.
Bazıları fotokopiyle çoğaltılır, ilgili şirket yöneticilerine de gönderilirdi.
Sonra şirket raporları okunurdu.
Ardından, Türkiye ve dünyadaki ekonomik gelişmeler, “döviz kurları” gibi rakamlar...
Bu arada belirteyim ki...
“Haftada bir evin mutfak ve diğer masrafları, servis araçlarının yaptığı kilometreler ve yakıt alımları dâhil bütün özel giderler” Vehbi Bey tarafından denetlenirdi.
........................
“Eve gelen hediyeler” için ayrı bir defter vardı.
Hangi hediye, hangi gün ve saatte kimin adına ve kim tarafından getirilmiş, evde kim tarafından teslim alınmış, hepsi imzalarla bu defterde kayıt altına alınırdı.
“Bunu İsmet Paşa’dan öğrendiğini” söylemişti.
........................
Emekliliğinde de bu çalışma düzeni aynen sürdü.
Tek fark, artık holdinge her gün gitmiyordu.
Ağırlığını şu üç sosyal sorumluluk alanına vermişti.
“- Kurucusu olduğu TEV (Türk Eğitim Vakfı)
- Toprak Erozyonuna Karşı TEMA
- Nüfus Kontrolü”
........................
Spora da önem verirdi.
“Yürüyüş mangası” adını verdiği, yıllardır beraber uzun yürüyüşler yaptığı arkadaşları vardı. Haftada en az 3 gün soğuk, kar, çamur demeden yürürlerdi. 15 gün deniz kenarında, en az bir hafta da dağda tatil yapardı.
Her gün en az 1 saat öğle uykusu değişmez programıydı.
Herkese tavsiye ederdi.
.........................
Hemen her akşam konukları olurdu. Zaman zaman sanatçılar, müzisyenler, komedyenler, gazeteciler... Sohbet çok keyifliyse 23’e kadar gece uzayabilirdi.
.........................
Vehbi Bey’in iş hayatındaki öngörüsü, dehası, ilkeleri, çalışkanlığı için çok şey yazıldı, ben de bugün Vehbi Bey’in özel yaşamından kesitler sunmaya çalıştım.
Değerli insan Sayın Vehbi Koç’u rahmet, sevgi ve saygıyla anıyorum.
Nur içinde yatsın.