Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk kez “koalisyonu” bir ihtimal olarak telaffuz etti.
Bu seçimler için “bıçak sırtında” söylemleri uçuşmakta.
Özellikle İnce’nin mitinglerinden görüntüler
“24 Haziran için tahminleri” zorlaştırıyor.
......................
Ama...
“Çok bilinmeyenli denklemlerde” kullanılan tek tek her bilinmeyeni devre dışı bırakmak yöntemini uygulayalım.
Önemli bir bilinmeyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından saf dışı edildi.
Şöyle ki...
.......................
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birinci ya da ikinci turda seçilmesi ve“Ak Parti’nin Meclis çoğunluğunu alamaması ama 300’ü ancak MHP ile birlikte aşabilmesi” ihtimali var.
MHP’ye bazı bakanlıkların verilmesi ve Meclis’te de “Cumhur İttifakı’nın sürmesi” durumudur bu.
Kısacası...
“Seçimlerin tekrarlanmayacağı” anlaşılmakta.
........................
Bir adım daha...
“Ak Parti 300’ü MHP ile birlikte de aşamazsa?”
Evet..
Birinci ya da ikinci turda Cumhurbaşkanı Erdoğan seçilir, fakat, “muhalefet partileri ittifakı + HDP” Meclis’te çoğunluğu alırsa, “Seçimler yenilenir mi?”
Acaba...
Cumhurbaşkanı seçilirse Erdoğan’ın “Millet Meclisi’nde çoğunluğa dayanmadığı, yasaları çıkartamayacağı” gerekçesiyle “seçimleri yenilemesi” seçeneği...
Böyle bir karar -Anayasa’ya göre- “tekrarlanmasıyla” “En fazla iki dönem cumhurbaşkanı seçilme” hakkından birini gözden çıkarması anlamına geliyorsa da “Erdoğan’ın risk almayı seven” doğası dikkate alınırsa “mümkün.”
Ama Erdoğan’ın
“300 aşılamazsa” “koalisyon olasılığını dışlamayan” ifadesi üzerine artık “AK Parti’nin, karşı ittifaktan bir partiyle koalisyonu” da ufuk turunda yer alıyor mu?
Gözler İYİ Parti’ye çevriliverdi.
Bu, yeni sistemde koalisyon“Cumhurbaşkanının atayacağı bakanlar arasında o partiye de kontenjan vermesi” anlamındadır.
Ve “Meclis’te de dayanışma...”
TANSU ÇİLLER’LE SOHBET
22. Başbakan Tansu Çiller’le dün bu köşede yazdığım satırlar üzerine bir telefon sohbetimiz oldu.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yenikapı mitingine gitmeden bir gece önce oradaki konuşma içeriği için karar verdiğini” söyledi.
Onu bu konuşmayı yapmaya yönlendiren “milli şuur” söylemini anlattı.
Gazetecilik mesleği ilkeleri gereği -yorumsuz- özetliyorum...
Türkiye içeride ve
dışarıda çok ciddi sorunlar ve uluslararası baskı tertipleri altında.
Birbirinden çok farklı partilerin muhalefet blokunun HDP ipine bağlı olması beni kaygılandırıyor.
O ipe bağlıyken terörle sonuç alıcı mücadelenin yeterince etkili yürütülemeyeceğini düşünüyorum.
Dış politikada da aynı ciddi kuşkuyu duyuyorum.
Daha önce siyasi partilerden teklifler aldım.
Kabul etmedim.
Şimdi de bir beklentim yok.
Çiller’in sözlerini özetledim, yanlış anlamamdan doğan ifadeler varsa sorumlusu benim.
Telefonu kapamadan önce “Bu çok geniş bir konu, yüz yüze uzun konuşmalıyız” dedim.
Sözleştik.