ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşımak kararının ilk uygulama adımı dün atıldı.
ABD Büyükelçisi artık Kudüs’teki başkonsolosluk binasında görev yapacak.
Önümüzdeki süreçte Tel Aviv’deki diğer büyükelçilik diplomatları da Kudüs’e yerleşecek.
....................
Görkemli tören TV ekranlarında canlı yayındayken, Filistinliler de insan seli olarak akıyor, protesto gösterileri yapıyordu.
Şu satırlar yazılırken İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin kullandığı gerçek mermilerle öldürülen Filistinli göstericilerin sayısı 50’yi aşmıştı. 2000’e yakın yaralı vardı.
Dünya kamuoyunda da Trump’ın bu “provokatif” tavrına tepkiler yoğun.
Elbette Yahudilerin iki bini aşkın yıldan sonra kendi vatanının, devletinin olması hakkıdır. Köklerinin olduğu coğrafyaya dönmüşlerdir. Orada “güven ve barış içinde yaşamak” arzularına empati yapıyorum. Anlıyorum.
Ama bu hakkı, aynı hakka sahip Filistinlilere karşı şiddet ve kanla dayatması, BM kararını ve uluslararası hukuku çiğnemesi kabul edilemez.
....................
İsrail bir süre önce Kudüs’ü başkent ilan etmişti.
Ama...
Dünya devletlerinin neredeyse tamamı bunu tanımamıştı.
Çünkü...
Uluslararası hukuka aykırıydı.
Gerçekten BM Güvenlik Konseyi “Kudüs’ün statüsü taraflar arasında görüşmelerle belirlenecektir” kararını almıştı.
Bu hüküm hâlâ yürürlüktedir.
Ankara da zaten “ABD’nin Kudüs’ü başkent olarak tanımak ve büyükelçiliğini oraya taşımak” kararına karşı olduğunu bu hükme dayanarak açıklamış bulunuyor.
Sadece Ankara değil.
Bütün Avrupa devletleri de karşı.
Hatta...
Fransa, Almanya ve İngiltere Trump’ı vazgeçirtmek için “yakın markaj” da uyguladılar ama sonuç alamadılar.
Peki...
Hangi devletler ABD ile birlikte hareket ediyor?
İşte cevap...
Honduras, Paraguay, Guatemala...
Ve haritadaki yeri bile zor tahmin edilir böyle birkaç ülke.
Bir ihtimalle de Romanya...
ABD’nin dış politikadaki “izdüşümü” gibi algılanan İngiltere bile “hayır” açıklaması yaptı dün.
.....................
Trump önce İran anlaşmasını bozarak, sonra şimdi de büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyarak Avrupalı müttefiklerinden ayrılıyor.
Dünya devletleriyle de ters düşüyor ama Avrupalı müttefik ve NATO ortaklarına çalım atması ciddi bir soru işareti çizmekte.
Trump bunu neden yapıyor?
1- İçeride çok sıkıştı.
Şimdi de parayla susturduğu, bir eski sevgilinin iddialarıyla başı dertte.
2- Tabanı altından kaymakta.
Zemindeki çatlakları birleştirmek için “dini” kullanıyor.
ABD’nin başat ve egemen mezhebi “Evangelist Kilise’dir.”
“ABD’yi kuran ve tutuculuğuyla bilinen Protestan mezhebi Püritenlerin” devamıdır.
Zamanla liberal Protestanlar haricindeki tüm Protestanlara “Evangelik” denmeye başlanmıştır.
Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından yazılmış kanonik İncil’in her birine “Evangel” denir.
“Evangelizm” sözcüğü “kutsal İncil’e dönmek veya yönelmek” anlamına gelir.
ABD başkanları Jimmy Carter, Ronald Reagan, baba Bush ve oğul Bush dönemlerinde büyük güç kazanmış “küresel emperyalizmi yönlendirmek” iddiasındaki “esas güç” haline gelmiştir.
İncil’de “İsrail, kıyamet zamanında önemli rol oynayacaktır” öğretisi olduğu için, Yahudilerle ve İsrail’le en yakın Hıristiyan mezhebidir.
Ve...
Amerika’daki Evangelist oyların yüzde 80’iniyle Başkan seçilmiştir Trump.
Yani...
Trump, sadece dışa değil iç politikaya da oynamaktadır.
Bunun için Ortadoğu’ya bir “alev topu” atmış bulunuyor.
