TOSCANA’DA AŞK...
İTALYA’nın Toscana Bölgesi’nde Arezzo şehri...
Çevredeki bağlardan birinin ortasında selvi ağaçlarıyla, çiçeklerle, sarmaşıklarla çevrili bir köy evi...
Bahçede kırmızı bir hırka içinde sarı saçlı, güzel gözlü genç kadın, bir kır koltuğunda kitap okumakta. Şık bir spor araba, bahçe kapısından girip sert viraj alarak önünde fren yapar. Genç kadın gözlerini kitabından ayırıp arabayı kullanan genç adama bakar.
İşte o an kader anıdır.
Tuhaf bir şey onları birbirine çeker.
Harika bir gece geçirirler.
Genç kadın evlidir ama boşanmak üzeredir. Genç adam da öyle...
Gene de bir süre -durumları netleşinceye kadar- “görüşmemek kararı” alırlar. Ama telefonlaşacaklardır.
Yüreklerine kor düşmüştür bir kere.
Yeşilin yanı sıra sonbaharın sarı ve kızıl renk cümbüşü ortasındayım, hava tertemiz.
......................
Genç kadının adı Alexandra.
“İtalya’nın Türkan Şoray’ı denebilecek” ünlü artist Ilaria Occhini Floransalı aristokrat bir ailenin kızı. Sonuncusu Fezan Özpetek’in olmak üzere 30 filmde rol almış.
İtalya’nın Oscar’ı “Donatella” ödüllü.
Toscana’da bağları ve gayrimenkulleri var. Babası Raffaele La Capria ünlü bir yazar. Mete Nisari İzmirli, MSÜ mezunu, mimar. Dayısı ünlü grafiker Erkal Yavi.
Yukarıda yazdığım karşılaşma 2007 yılında gerçekleşmiş.
......................
Kısa süre sonra Mete bir uçak yolculuğunda o zaman 75 yaşlarında olan Mary Phisher ile tanışır.
California’daki büyük bir tarikat gurusunun yardımcısıdır. Mete’ye “Hindistan’dayken bana gelmelisin” der. Mete 1 hafta sonra Hindistan’a gideceğini Alexandra’ya söyler. Alexandra “Ben de geliyorum” der.
Alexandra’nın annesi Ilaria Occhini için Mete “İtalya’nın Türkan Şoray’ı” dedi. Kaldığım odanın adı Ilaria’ydı. Ve Ilaria’nın Alain Delon’la bir filminden fotoğrafı da konsolun üzerindeydi.
Yeni Delhi’de Mary Phisher ile buluşurlar.
Gümüş rengi saçlı kadın “Buraya geliş sebebiniz, burada benim önünde evlenmenizdir” der. Ve onlara tarikatın kurallarıyla nikâh kıyar. Mete ve Alexandra Hindistan kentlerinde 14 gün balayı yaparlar.
Fakat... İtalya’da boşanma süreci ortalama 7 yıldır. Türkiye ve İtalya yasalarına göre 7 yıl sonra evlenebilirler.
......................
Alexandra sinema ve tiyatro oyunculuğunun yanı sıra sahne tasarımları ve senaristlik yapıyor.
Mete’yle birlikte “tasarım ve taahhüt” şirketleri var.
Örneğin... Damat Grubu’nun 12 mağazasını yaptılar. Alaçatı’da
D+Seya Beach projesi de onların...
“Best Resort Desing” aday listesindeler.
Alaçatı’da “Sunday Times” Avrupa’nın en heyecan verici oteli seçilen La Capria Suit Otel’i kurdular.
Toscana’da Lastriscia
bağ mülklerine Alexandra LOFT şarap, otel ve event tesislerini de eklediler.
Mete ve Alexandra’nın Arezzo Bağları ortasındaki “Alexandra LOFT” Hotel yemek odasındayız.
......................
İşte bir grup gazeteci artık arada geçen yılları dikkate alarak “eski” diyebileceğimiz dostlarımız Mete ve Alexandra’nın Toscana’daki bu tesislerinde konuk olduk.
3 gün 3 gece.
Harikulade bir doğa içinde, müthiş lezzetler ve -Toscana’nın iddialı şişelerinin yanı sıra -kendi bağlarının da fıçılarından tadımlar yaptık.
İlk gece de Roma’daki evlerinde bir akşam yemeği. Berlusconi’nin evine birkaç yüz metre yakın meydandaki evleri 500 yılı aşkın süre önceye ait.
Mete ve Alexandra’nın evlerinin altındaki katlar müze.
Yan tarafta ise, tepesinde Galileo Galilei’nin göğü tarassut ettiği kulenin bulunduğu tarihi bina. Şimdi kolej...
Alexandra orayı bitirmiş.
Aşk, tarih, sanat, üzüm bağları, selvi ağaçları ile örülmüş bir “kesişen
iki hayat öyküsü” bu.
Alexandra ve Mete ile birlikte ayrılmadan önce anı fotoğrafı.
Farah’tan şarkı Engin’den kitap
ŞEFFAF Oda’da bu hafta konuklarım; “Bu Hangi Masaldı” adlı şarkısıyla Farah Zeynep Abdullah ve “Sessizlik” adlı kitabıyla Engin Akyürek.
“Bi Küçük Eylül Meselesi” filminde başrolleri paylaşan ikiliyi Şeffaf Oda’da tekrar bir araya getirdik.
Söz ve müziği Farah Zeynep Abdullah’a ait olan “Bu Hangi Masaldı” adlı şarkı yakında sizlerle buluşacak. Farah “bu şarkıyı sevgilisine doğum günü hediyesi” olarak hazırlamış. Bir de klip çekmiş. Eğlenceli bir şarkı ve klip. Ben izledim, beğendim.
Farah, lise ve üniversiteyi İngiltere’de okumuş.
Londra’da okurken “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinden gelen teklif sonrası onu dizideki “Aylin” karakteriyle tanıdık.
Ardından birçok dizi ve filmde başrol... Farah’ın yeteneği oyunculukla sınırlı değil.
Şeffaf Oda’da İngilizce ve Türkçe şarkılar söylüyor. Piyanoda ona Bidar eşlik ediyor. İki genç kadından müzik ziyafeti... Farah’ın 7 Aralık’ta yeni filmi vizyona girecek: “Bold Pilot.”
......................
Konuk aldığım kişilerin kitapları varsa mutlaka okurum. Bazıları beni içine çeker.
Engin Akyürek’in 21 öyküden oluşan Sessizlik kitabı da öyle...
Engin küçük yaşlardan beri yazıyormuş. “Kafasına Göre” adlı dergide düzenli olarak yazdığı öyküleri bir kitapta toplayarak daha geniş kitlelere duyurdu yazarlığını.
Onun çocukluğundan ve ergenlik yıllarından izler taşıyan öyküler nasıl da güzel işlenmiş.
Yurt dışındaki hayranları kitabı almış, sosyal medyadan paylaşımlar yapıyorlar. Hatta “imza günleri” için Türkiye’ye gelenler var. Engin’den onlara müjde; “Kitap İngilizce, Arapça ve İspanyolca olarak da basılacak.”
Kitabın tüm gelirleri Darüşşafaka’ya bağışlanacak.
Engin senaryo da yazıyor, yönetmenlik hayali de var...
Oynadığı dizilerin 175 ülkede yayınlandığına da işaret edeyim.
Engin’den yeni bir film haberi de var... Bergüzar Korel’le başrollerini paylaştığı film şubat başında sinemalarda.
Portaxe’ın Boğaz manzarasında Farah Zeynep Abdullah ve Engin Akyürek ile keyifli, müzikli sohbet...
