Yerel seçimler için “Cumhur İttifakı” arızasız işlemekte.
Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin “dayanışmaya devam” açıklamaları ve iki tarafın seçim işlerini iyi bilen kurmaylarının müzakereleriyle ayrıntılarda çözüm formülleri oluşmakta.
“Testinin çatlayıp su sızdırmayacağı” görülmekte.
...................
Buna karşılık “Millet İttifakı” için aynı şey, aynı kesinlikle söylenemez.
Hâlâ soru işaretleri var.
Ama...
İki taraf da “dayanışmanın zorunluluğunu” gördükleri için sonunda aynı çizgide buluşurlar.
Burada önemli olan “zamanlama...”
Gecikmeler ilan edilecek adayın önündeki çalışma sürecini kısaltıyor.
Daha da önemlisi, yitirilen zaman içinde adayın adı tartışmalarla yıpranıyor.
...................
Bu duruma bir örnek Mansur Yavaş...
Ankara Büyükşehir için Yavaş’ın CHP’den mi, İYİ Parti’den mi aday olacağı uzun bir hikâye oldu.
Sonunda -Kılıçdaroğlu da haberdar edilerek- Yavaş İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le 3 gün önce konuşmuş.
Akşener’in kendisine “Bizim Ankara adayımız olun” önerisine “CHP adayı olayım ama siz de destekleyin” görüşünü dile getirmiş.
İYİ Parti bu durumda “CHP’den aday gösterilirse Mansur Yavaş’ı destekleyeceğini” duyurmuş bulunmakta.
....................
Peki...
Bitti mi?
Mansur Yavaş CHP’nin Ankara adayı olacak ve onu İYİ Parti destekleyecek mi?
Hayır.
Bu kez de CHP içinden Mansur Yavaş’a karşı çıkanlar var.
“Sağcı ve dışarıdan Yavaş yerine kökten CHP’li bir adayın gösterilmesini” savunuyorlar.
“Haklı olmadıkları” söylenemez ama “gerçekçi olmadıkları” söylenebilir.
Çünkü...
Artık adı “ittifak” olan “koalisyon” dönemindeyiz.
Farkı...
“İttifakın sandık öncesinde ve sandıkta” kurulan bir koalisyon türü oluşu.
Adaylar da ittifak yapılan parti tabanlarının her ikisinden de oy alabilecek profiller çizmesi gerekiyor.
Damardan CHP’li sol bir adaya İYİ Parti tabanı oy verir mi?
“CHP ile İYİ Parti seçmenleri arasında oy geçirgenliğinin AK Parti ve MHP arasındaki gibi olmadığı” gerçeği işi zorlaştırıyor.
Bu nedenle, partilerin “dayanışma konusu olacak adaylar” için kendi iç tartışmalarını dışa yansıtmamaları ve de gerçekçi olmaları gerekiyor.
...................
CHP’nin İstanbul adayının İslamoğlu olma ihtimali ağırlık kazanmakta.
Ama...
CHP içi tartışmalarla yıpratılmamalı.
CHP’nin böyle İstanbul, Ankara, İzmir gibi “iktidar algısı” üretecek iller arasında olmasa bile simge belediye başkanlıkları var.
Bodrum, Marmaris ve Fethiye’yi kapsayan Muğla “yaşam tarzı” ölçütünün CHP’yi favori yaptığı coğrafyadır.
Burada hâlâ CHP adayı ilan edilmedi.
Oysa...
Ege’de İYİ Parti’nin de katkısının hissedileceği Muğla da gecikmemek ve adayı yıpratmamak gerek.
Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, CHP’ye Muğla Belediye Başkanı adaylığı için başvurdu.
1999 yılında bir yazı yazarak, “CHP’nin Kocadon’u aday göstermesini, bunu yapmazsa Kocadon’un gene de seçileceğini” yazmıştım.
Öyle de oldu.
“Kocadon’un, bu kez de CHP aday göstermese bile bu kez de Muğla’dan seçilmesini” Ankara’dakiler iyi düşünmeli. Çünkü...
Muğla da simgedir.
