SP’nin (Saadet Partisi) “Cumhur İttifakı’nda” yer alma olasılığı hayli azaldı.
AK Parti zirvelerinde yapılan değerlendirmeye göre “yüzde 20...”
Hatta...
Recep Tayyip Erdoğan önceki gün “güle güle” dedi.
Hâlâ “yüzde 20” dolaylarında olabilirlik algısı hangi nedenlerle, bilmiyoruz.
......................
Ancak SP’nin “ittifak tavrı” 2 blok için de oy hesabından çok “taşıdığı mesaj” olarak önemli.
AK Parti - MHP ittifakı için SP katılımı “bütün sağ kanat burada” vitrinini oluşturur.
Tabii, burada “BBP (Büyük Birlik Partisi)”nin zaten sağlanmış olan katılımı da var.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın bu ittifak için “millet ve ümmet” birliği söylemi dikkat çekicidir.
“Ümmet” aslında SP için manyetik çekim güçlü bir alan.
SP yönetimi sonuna kadar “hayır” tavrını sürdürse bile “SP tabanı” için “ümmet” anlamlı ve karşı durulması zor bir kavram.
1500 yıllık bir inanç derinliği var.
Zaten...
AK Parti kurmayları da “SP yönetimine rağmen tabanın” yani SP seçmeninin “Cumhur İttifakı’na oy kayması yapacağını” söylemekte.
Fakat...
Yazının başında da belirttim ki “SP’nin oy sayısı değil hangi tarafı tercih ettiği” mesajı daha işlevsel.
O nedenle -gene de- vitrinde boşluk bırakmamak için AK Parti’nin önümüzdeki süreçte yüzde 20 olasılığın peşini bırakmayacağı söylenebilir.
.......................
Öte yandan, SP “Cumhur İttifakı’nın” karşısındaki partiler için de “oy sayısı” değil, “vitrin” olarak önemli.
“Demokrasi ilkeleri” eksenli “tavır ittifakında” CHP zeten MHP’den kopanların “milliyetçi” İYİ Parti’si ile omuz omuza.
Böylece...
“CHP, bakın HDP ile ittifakta” söylemine çalım atıyor.
“İşte bunca yılın milliyetçileri ve yakın zamana kadar MHP’nin kurmayları, üst düzey yöneticileri tarafından kurulan İYİ Parti de İLKELER EKSENİNDE” diyebilir.
Ayrıca...
Artık birer tabela partisi olsalar da sağ kanada aidiyetleri nedeniyle vitrine konabilecek Anavatan ve DP de var.
......................
Bunlar iki tarafın kendi kaptan köşklerinden görüntüler.
Bir de Türkiye’de keskin kamplaşmaların olmaması milli bütünlüğün “psikolojik harcı” açısından bakılmalı.
Her iki tarafın vitrinlerinde de siyaset yelpazesinin renkler zenginliğinin bulunmasını düşünün.
O zaman toplumun yarılması değil, son yasa değişikliklerinin de öngördüğü gibi, “siyasi partiler ittifakları” gerçekleşir ki bu da “demokrasi zemininde” derin kırılma yapmaz.
Ne var ki...
AK Parti’nin işin peşini bırakmaması, SP’yi hatta vitrini tamamlamak için Anavatan ve DP’yi de “Cumhur İttifakına” kazanması ihtimal dışı değil.
Burada “Cumhur İttifakı” başlığı önemli.
Daha önce siyaset kulislerinde dolaşan “Milli İttifak” başlığı seçilmiş olsaydı, ittifakın dışında kalan partiler “gayri milli” gibi etiketlenmiş, onlara oy veren seçmenin yarısı “dışlanmışlık” psikolojisine itilecekti.