Bugün 1 Mayıs...
“Emekçilerin bayramıdır”, kutlu olsun.
Bugünün bir özelliği de “Taksim’de kutlama” tartışmalarının -neredeyse- gerilerde kalmış olmasıdır.
“Taksim” 1 Mayıs 1977’de kana bulanmıştı.
34 ölü, yüzlerce yaralı...
Meydan tıklım tıklım dolmuşken, “sular idaresi” diye bilinen duvarın üzerinde ansızın beliren ve kimlikleri hâlâ saptanamayan bir grup, otomatik uzun namlulu silahlarla meydana kurşun yağdırmışlardı.
Yaşamını yitirenlerin bir kısmı, panik halinde kaçışan kalabalığın ayakları altında ezilmişti.
Hatırlandıkça kahreden bir kâbus gündü.
Emekçi kesimi için bu nedenle özel anısı vardır Taksim’in.
Ancak...
O gün yaşamını yitirenler için bir grup sendikacı Taksim anıtına ve ezilenlerin yoğunlukta olduğu Kazancı Yokuşu’nun başına çiçek bırakılarak, saygı duruşu yapılabilirdi.
Ancak...
“1 Mayıs Taksim’de kutlanmalı” yıllar sürdü.
1 Mayıs’ın içeriğinin önüne geçen bir mekân sorunu oldu.
Nihayet artık Taksim değil, emekçilerin durumunun konuşulacağı, o kesimin seslerinin duyulacağı “1 Mayıs” yaşayacağız bugün.
Maltepe’deki yeni miting alanı bu forumun görkemini yansıtacak genişlikte.
.....................
Güvenlik güçleri gerekli tedbirleri hem Maltepe meydanında hem de bu meydana açılan yollarda almış bulunuyor.
Diliyoruz ki güzel başlasın, güzel geçsin ve güzel bitsin.
Ülkemizin çok sesli, çok renkli yapısında “emekçi kesimin” sesi, sorunları, dilekleri sosyal barış ve demokrasi olgunluğu içinde yansısın.
Kamuoyuna ulaşsın.
.....................
Türkiye zorlu bir süreçte.
Sınırların ötesinden karanlık tezgâhlarda “15 Temmuz Darbe Girişimine” kadar uzanan kirli senaryolar yazıldı, yazılmakta.
1 Mayıs gibi duyarlı bir günde yüz binlerce emekçinin toplanacağı Maltepe Meydanı için de -Allah korusun, ağzımdan yel alsın- provokatif eylemler, saldırılar olası ihanetlere bütün güvenlik önlemlerin ötesinde herkesin özenli ve dikkatli olması gerekir.
.....................
Ne günlerden geçtik...
1 Mayıs 1978’de yani kanlı 1 Mayıs’ın ertesi yıldönümü yaklaşırken, sıkıyönetim vardı.
Dönemin 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanı -sonraki yıllarda Genelkurmay Başkanı olan- Org. General Necdet Üruğ İstanbul’daki gazetelerin genel yayın müdürlerini Selimiye Kışlası’ndaki makam odasına çağırmıştı.
Bize “1 Mayıs’ta sokağa çıkma yasağı koyuyorum. 1 Mayıs kutlamaları da yapılmayacak” demişti.
Bunu “2 elinin başparmaklarını diğer parmakların üzerine kitleyerek ve dizlerinin üzerinde yumruk yaparak” söylemişti.
Bu beden dilini o anda anlayamamış sonradan soruşturarak öğrenmiştik.
Meğer bir “Japon yöntemiymiş. Çok önemli durumlarda karşısındakilerden etkilenmemek için bir tür psikolojik ya da sağlam duruş ya da karşısındakilerden gelebilecek negatif elektrik dalgalarına karşı kalkanmış.”
Ortak sevgimiz ve saygımız, Türkiye’ye dönük tüm olası kötülüklere karşı kalkan olsun.