Şeffaf Oda’da “konsept” kabare, konuğum ise Nükhet Duru.
Nükhet Duru’nun kabaresi “Beni Nükhet Duru Sanıyorlar” Türkiye turnesinde... Bu turnelerden biri de Şeffaf Oda’da... Şarkılar ve mizahla harmanlanmış “Beni Nükhet Duru Sanıyorlar” kabarede, Türk pop müziğine damgasını vuran Nükhet Duru’nun 40 yılı bulan müzik kariyeri acı ve tatlı anıları, yol arkadaşları, 70’ler, 80’ler ve 90’lar anlatılmakta.
***
Nükhet ile yapılan “nehir söyleşilerden” hareketle tasarlanmış. Ne güzel olmuş. Şeffaf Oda’da işte bu kabarenin bir bölümü var.
Ajda Pekkan, Emel Sayın, Sezen Aksu taklitleriyle, Nükhet hepimizi kahkahaya boğuyor. Nükhet çocuk yaşta müziğe başlamış. Annesi o eve geç kaldığında hemen karakola haber veriyormuş. Nükhet altın kalplidir; boşandığı eşinin yeni eşinden olan çocuğuna bere, atkı örmüş.
“Şu anda hayatımın en güzel yıllarını yaşıyorum” diyor. “80 yaşına da gelsem sahneye çıkarım, inşallah ruhumu sahnede teslim ederim” diye ekliyor.
Çizgi film izliyor, hatta çizgi film karakterlerinin taklitlerini yapıyor.
Portaxe’ın Boğaz manzarasında Nükhet Duru ile keyifli, müzikli pazar sohbeti...
‘İSKOÇ HiNTLi’ ŞEF...
Hafta başında ilginç bir sürprizle karşılaştık.
İngiltere Kraliyet nişanı ile onurlandırılan İskoçya’nın en ünlü şeflerinden Tony Singh imzalı bir tadıma davet edilmiştik.
Şefin “Oloroso, Tony’s ve Roti” gibi restoranların kurucusu ve sahibi olduğu bildirilmişti. Yerel İskoç malzemelerini uluslararası tatlar, tekniklerle Güneydoğu aromalarıyla harmanlayan sunumlarını tadacaktık.
Davet sahibi Pernod Ricard Türkiye, paletindeki içecek çeşitlerinden İskoç içeceğini “Extra” etiketlisi için “Extra Gastronomy” geceleri düzenliyor.
Bu davet de o gecelerin ikincisiydi.
Bilgi vermek üzere İskoçya’nın meşhur şefi Tony Singh açıklamalar yapmak üzere anons edildi.
Doğrusu... Altında İskoç eteği, beyaz tozlukları, rugan pabuçları, belindeki İskoç kemeri ve beyaz bluzuyla değil ama bir İskoç’un gelmesini bekliyorduk.
Fakat... Uzun davetliler masasının başında Hint sarığıyla bir Hintli şef geldi.
Sunumları ve onlarla uyumlu yudumlayacağımız “Extra”ları anlattı.
Tam bir sürprizdi.
Fakat... Bunun ötesinde bir “insani değer” dosyası olarak sosyoloji ve siyaset kürsülerinde okutulabilir.
İskoçya gibi -İngilizleri bile İskandinavya’dan adaya gelmiş Vikinglerin torunları- diye gören, geleneklerine, köklerine bağlı bir toplumda “rengi, kültürü, kökeni, gelenekleri, inancı” çok farklı bir Hintlinin böylesine kabul görmesi, en itibarlı lokantaları kurması, yiyecek içecek sektöründe başka kuruluşlara danışmanlık yapması ne güzel.
İskoç toplumunun da onu kucaklaması, İngiliz Kraliyeti’nin nişan vererek onurlandırması da öyle.
Yıllar önce İngiltere’de bir Lordlar Kamarası mensubuyla randevum vardı.
Karşıma Hindistan yerel giysileri içinde bir koyu renkli Hintli “kadın lordun” çıkmasına da şaşırmış, İngiliz demokrasisinin ve sosyal yapısının bu değerlendirmesini sevmiştim.
Fransız Avrupa’nın diğer şeflerine alıştık ama bu “İskoç Hintli şef” ilginç ve farklıydı.
Guiseppe Pressani, Andrea Sposini şefler, Ertuğrul Özkök ve Ali Esad Göksel’le...
KAHVELi TAGLIETELLE
İstanbul’un “devirler değişir ama bu mekân hep kalır” denilen isimlerinden biridir “Paper Moon...”
“Duayen mekân” diye bir etiket üretmiş olalım... “Nişantaşı Şamdan” bu unvanın sahibiydi.
“Etiler Şamdan” ve “Ulus 29” o “duayen mekândan” doğmuşlardır.
Şefi hiç değişmemiştir.
Ne yazık ki kapandı. Ama...
Neyse ki... Boğaz’da
“Les Ottomans” yalı otelde ismini, geleneksel lezzetlerini, yeni menüleri, işletmesi ve kadim personeliyle sürdürüyor.
Ersoy Çetin ve Emre Ergani’nin deneyimleriyle lezzet, ortam
ve sosyal dokusuyla çok keyifli
bir mekân.
***
Etiler’deki Paper Moon da bunca yıldan sonra artık “duayen mekân...”
Milano’dan başlayarak New York, Tel Aviv ve Moskova’da da şubeleri olan Paper Moon “A+” kesimin buluşma yeri.
Baş ahçı Guiseppe Pressani 1996 yılında geçmişti ilk kez Paper Moon’un mutfağına.
Napoli doğumlu Guiseppe
New York’ta, Milano’da,
Tel Aviv’de ve Moskova Paper Moon’larda da mutfağın başındaydı.
Her lezzette “elleri sihirlidir” ama özellikle hamur işlerinde.
***
Geçtiğimiz pazartesi küçük bir grup (Ertuğrul Özkök ve Ali Esad’la) Hürriyet gazetesinde başarılara imza atan eski gazeteci arkadaşımız ve şimdiki başarılı PR yöneticisi
Emre İskeçeli’nin davetlisi olarak Paper Moon’daydık.
İtalyan mutfağını “lezzet yelpazeleri” açarak sunan Paper Moon ünlü şef Andrea Sposini’yi “misafir şef” olarak konuk ediyor.
Sposini, 25 yıllık mutfak deneyimli.
Avustralya, ABD, Hindistan ve Mısır’daki restoranlarda “mutfakların efendisi” olarak görev yapmış.
Guiseppe Pressani’nin Güney İtalya mutfağını yansıtmasına karşın Perugia doğumlu Andrea Sposini Kuzey İtalya lezzetlerine ağırlık veriyor.
Onun özgün ürünlerinden tadımlar yaptık.
İlginç denemeler de sundu.
Örneğin...
“Kahveli Taglietelle...”
Çok sevdim mi?
Değişik... Ama.
Doğrusu ben hamur işlerine dayalı geleneksel, klasik İtalyan mutfağını daima tercih ettim.
NE YAPAYIM
Nişantaşı Topağacı’ndaki “DiVine Brasserie Jazz” mutfak lezzetlerinin yanı sıra sanat etkinlikleriyle de “çekim mekânı.”
Üst katındaki restoran, kaldırımdaki açık hava masaları ve alt katındaki müzik alanı...
Perşembe gecesi DiVine’de Seran Bilgi konseri vardı. Harika bir ses, yorum, sahne performansı ötesinde neşe monologlarıyla iki saat keyifle aktı. Seran’ın sözü ve müziği kendisinin “single”ı “Ne Yapayım” yolda.