Bodrum... Bayramın 1. günü akşamüstü...
Eski bakan, CHP Genel Sekreteri, KONDA araştırma şirketinin kurucusu Tarhan Erdem’le “23 Haziran seçimleri için, KONDA’nın alan çalışmalarını” konuştuk ayaküstü..
Tarhan Erdem’in anketleri ve açıkladığı sonuçlar yıllardır “güvendiğim referanstır.”
“Yüzde 4 Ekrem İmamoğlu önde” dediğinde gene de şaşırdım.
31 Mart’ta binde 3 olan açıklanmış resmi farktan böyle radikal bir sıçrama...
.....................
Haftanın başlarında salı günü Tarhan Bey’i telefonla aradım.
Sordum:
“Aradaki yüzde 4 fark kapanıyor mu?”
Tarhan Erdem’in zamanın söylemiyle çok “cool” bir konuşma tarzı ve ses tonu vardır.
“Fark daha da büyüdü.”
Rakam sormadım.
Yüzde 4’ün üzeri zaten sonuç belirleyecek orandır.
Ardından gene “cool” noktaladı.
“Perşembe günü açıklayacağız.”
.....................
Perşembe, KONDA beklenen açıklamayı yaptı; “Fark yüzde 9...”
Artık kapanması mümkün olmayan bir orandı bu.
......................
Süreci, KONDA üzerinden yansıtarak, 23 Haziran’ın ayak seslerinin zaten duyulduğunu, sandıklardan çıkan sonucun “sürpriz” olmadığını göstermek istedim.
Gözlem notlarım şöyle...
......................
- İmamoğlu ve Yıldırım sertleşmeden, uygar bir yarışma profili çizdiler.
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İmamoğlu’nu tebrik ediyorum” mesajı önemlidir. Artık noktanın konulduğunun da kanıtıdır.
- Daha sandıkların tamamından sonuçlar gelmeden Binali Yıldırım’ın yaptığı demokrasi olgunluğunu gösteren açıklama demokrasiye önemli katkıdır.
- İstanbul Belediye Meclisi’nde İmamoğlu çoğunluğa sahip değil.
Ancak Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu Binali Yıldırım’ın “İmamoğlu’na her türlü yardımında bulunacağı” söylemini dikkate almaları gerekir.
- Katılım yüzde 2 daha arttı. Toplumun demokrasiye bağlılığının göstergesidir.
- 31 Mart’tan sonra seçimin yenilenme kararı YSK tarafından toplum vicdanını tatmin edecek netlikte anlatılamadı. Toplumda İmamoğlu için “mağduriyet” psikolojisi oluştu.
Toplum buna tepki gösterdi.
AK Parti’nin kalesi gibi algılanan ilçelerde bile Binali Yıldırım oylarının düşme göstermesi bu algıyla izah edilebilir.
- 31 Mart’ta Cumhur İttifakı 25 ilçeyi almıştı.
23 Haziran seçimlerinde “ilçeler için de” oylama yapılsaydı bu sayı 11’e inmiş olacaktı.
- Kürtler elbette bu ülkenin eşit yurttaşlarıdır.
Tıpkı Çerkes, Boşnak, Arnavut, Gürcü ve diğer yurttaşlarımız gibi.
Ancak... Kürt oyları faktörü eşitler arasında birinci ağırlıkta oldu.
- Yönettiği ilçe dışında adı bilinmeyen Ekrem İmamoğlu adlı genç adamın ortaya koyduğu performansa da işaret ediyorum.
Gerçekten Türkiye demokrasi tarihinde “güler yüzle, olumlu mesajlarla, kavga retoriğine girmeden” sonuç alınabileceğini de göstermiştir.
Onu aday gösteren Kılıçdaroğlu’nun da başarısıdır bu.
Ayrıca Canan Kaftancıoğlu ve sahadaki ekibini de yazın bir kenara.
- Ancak... Madalyonun diğer yüzündeki gerçeği de sezebilmeliyiz.
Toplumlar yeni yüzler, taze esintiler ister.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha aylar öncesinden zaman zaman dile getirdiği “metal yorgunluğu” söylemini hatırlamakta fayda var.
........................
Ve son söz...
“Demokrasi güzel şey be kardeşim.”
Artık İstanbul seçimi bitti.
Türkiye’nin büyük resmini görme zamanıdır.
Çok büyük dış sorunlarla ve o dış sorunların içeriye -özellikle ekonomiye dönük potansiyel etkileri- tehditleriyle mücadele vereceğiz.
Türkiye’ye yönelen tehditlere karşı hep birlikte omuz omuza olmalıyız.