Üç dev Antonov nakliye uçağıyla “S-400 savunma sisteminin ilk parçaları” Mürted Üssü’nde.
Daha önce yaptırılmış özel hangarlara taşındı.
Nereden nereye...
Yıl 2015...
Ahmet Davutoğlu Başbakan...
Türk F-16’ları, Hatay hava sahamızı kısa süre ihlal etti diye Rus savaş jetini düşürmüştü.
Putin “Aynen cevap vermeyeceğiz ama bundan sonra Türk savaş uçakları Suriye hava sahasına girerse oradaki S-300’ler ateşlenir. Anında düşürülür” gözdağını vermişti.
Aradan sadece 4 yıl geçti.
Rusya’nın Türkiye’ye gözdağı verdiği S-300 hava savunma sisteminin daha ileri teknolojiye sahip S-400 tipi Mürted’de.
Bunların nasıl kullanılacağı konusunda bir süredir TSK’nın subayları, teknisyenleri, Rusya’daki bir üste eğitim alıyor.
S-400’ün bütün parçaları kurulup aktif hale getirildiğinde Rus subaylarıyla ve teknik personeliyle birlikte bizim, orada eğitim almış subaylarımız da görev yapacak.
“Devletlerin, milletlerin ebedi düşmanlıkları, ebedi dostlukları yoktur. Menfaatleri vardır” söyleminin bir kanıtı daha.
......................
Bir kanıt daha...
Türkiye’nin 70 yıla yakın süre boyunca stratejik müttefiki, içinde bulunduğu NATO’nun üyesi ABD, hava savunma sistemi Patriotları vermedi.
Savunma sistemi büyük ölçüde Sovyetler Birliği/Rusya saldırılarına karşı düzenlenmiş olan Türkiye o ülkenin etkili hava savunma sistemi S-400’leri almış bulunuyor.
Kanıt dosyasının sayfalarını çevirmeye devam...
Türkiye ileri teknoloji yeni nesil savaş uçağı F-35’lerin üretim ortağı.
Bugüne kadar 1 milyar 200 milyon dolar ödemiş.
F-35’lerin 100’e yakın parçası Türkiye’de üretilmekte.
TSK pilotları Amerika’da F-35 eğitimi almakta.
Türkiye savaş jeti filolarını bu F-35’lerle yenilemek üzere ABD ile anlaşma imzalamış.
Fakat...
ABD, “Rusya’dan S-400’leri alıyorsunuz, size bu anlaşmaya rağmen F-35’leri vermeyiz” diyor.
Türkiye’nin ajandasında F-35’ler gibi yeni nesil Rus “SU” serisinden savaş jetleri almak seçeneği de var.
.......................
ABD ile Türkiye arasında makas açılırken, şartlar Rusya’yla yakınlaşmaya itmekte.
.......................
Her şey bir yana...
Akdeniz de inşa edilmekte olan nükleer enerji santrali hiç konuşulmuyor.
Ancak...
Olay sadece Türkiye-Rusya yakınlaşması ve Türkiye’nin enerji üretimine katkı olarak görülürse “at gözlüğü”yle bakmak olur.
Bu nükleer santralin çok ciddi korunmaya ihtiyacı var.
Kasıtlı fırlatılmış ya da yolundan herhangi bir teknik nedenle sapmış bir füze bu santrali vurursa büyük felaket yaşanabilir.
Uzaklardaki Çernobil nükleer santralindeki patlama, bizim Trakya’dan başlayarak, İstanbul’dan Rize’ye bütün Karadeniz kıyılarımızı etkilemişti.
Güney sınırlarımızın nasıl da hassas bir coğrafya olduğunu düşünün.
PKK/PYD’den DAEŞ’e ve bir sürü çete gibi, her maksat için, her gölgedeki, büyük güçler tarafından kullanılabilecek örgütler.
Böylesine karışık bir coğrafyada korumasız kalabilir mi bir nükleer enerji santrali?
Çocuklar, gençler dâhil milyonlarca insanımız bu tehdit altında bırakılamaz.
S-400’ü bir bakıma Akdeniz’de yapılmakta olan nükleer santralin tamamlayıcı güvenlik hizmeti/önlemi olarak da görmeliyiz.