Resim, müzik, kitap, psikoloji...
Şeffaf Oda konuklarım Yonca Lodi ve Cem Mumcu. İyi iş üreten,
insan ruhuna dokunan iki isim...
Programa müzikle başlıyoruz.
Yonca Lodi’Nin etkileyici sesinden
“Sus Söyleme...”
Yonca Lodi müziğe lise yıllarında Çağdaş Müzik Merkezi’nde eğitim almaya başlamış. İki yıl boyunca da İstanbul Devlet ve Opera Balesi solistlerinden Mine Mater ve Timur Selçuk’tan şan, solfej ve armoni dersleri almış.
1992 yılında Konservatuarı Opera Şan Bölümü... Ardı ardına gelen albümler... Konserler... Pırıltılı bir kariyer...
Yonca samimi ama mesafeli.
Ama arkadaşları arasında şebek
olarak tanımlanıyor. Eğlenceli ve
muzip bir karakteri var.
...........................
Yazar, psikiyatr Cem Mumcu’nun şimdi de “Zoraki Yolculuk”
adlı resim sergisiyle ressam kimliği ön plana çıkıyor.
Günümüz dünyasının bir sergi üzerinde yaratabileceği tahribatın boyutlarına odaklanan; Sanatçının başından geçen bazı talihsiz
olaylar dizisinin fitilini ateşlediği
‘zoraki yolculuk’ da “duygu sıkışıklıklarını” ifade ediyor.
Sergi Cem Mumcu’nun “en sevdiklerim” dediği 43 eserinden oluşmakta.
(Sergi, Joint Idea Arnavutköy’de
14 Ocak’a kadar ziyarete açık.)
Cem Mumcu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde 10 yıl hem ihtisas yapmış, hem de çalışmış. Psikiyatr. O bir insan arkeologu. Yonca Lodi’nin şarkılarına da ilginç yorumlar yapıyor.
“Tam küfürlük” diyor. Hatta Cem’in en sevdiği Büklüm Büklüm’ü Yonca Lodi söyledikten sonra Cem, “küfürden de öte, tam dayaklık” yorumunu yapıyor. “Delip geçiyor insanı, acıtıyor, parçalıyor” diyor.
Cem’in 20’nin üzerinde kitabı var.
10 dile çevrilmiş kitaplar...
YÖNETİMDE KADIN
Birleşmiş Milletler “hedefler programında” 5’inci madde “kadın erkek eşitliği...”
Sadece hukuk, sosyal ve siyasal alanlarında değil...
“Ekonomiye katkı” alanında da...
Kadınların iş gücüne katılmaları ve yönetim de yer almalarıyla 2025’te yaklaşık 25 trilyon ABD Doları daha fazla büyüme öngörülmekte.
Araştırmalara göre bu katılım 2025’te Türkiye’nin ekonomik büyümesini yüzde 25 daha arttırabilir.
Kadınların üst düzey yönetimde temsili Avrupada yüzde 20, ABD’de yüzde 17, Türkiye’de ise yüzde 12,4...
Önemli bir noktaya dikkat çekmek isterim. Bu oran içinde aile şirketindeki “kan ya da evlilik bağı” nedeniyle üst düzey kadın temsili daha ağırlıklı.
İşte bu nedenle 5 yıl önce YKK (Yönetim Kurulunda Kadın) inisiyatifi hayata geçti.
Sonrasında derneğe dönüşerek kurumsallaştı. YKKD oldu.
Amacı “yönetim kurullarına kadın üye hazırlamak, kazandırmak.”
Şirketlerin ünlü ve başarılı patronları, CEO’ları “mentor” oluyor.
Ve... Kadın yönetim kurulu adaylarına (menti) birebir danışmanlık yapıyor. 5 yıl içinde 90 kadın “menti” yetiştirildi. 70’i çeşitli yönetim kurullarında görev aldı bile.
..............................
YKKD’nin Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Suzan Sabancı...
Geride kalan hafta Esma Sultan Yalısı’nda düzenlenen bir davette yeni “menti”ler kendilerini yetiştirecek “mentor”larla tanıştırıldı.
Dışarıda ve içeride ileriyi gören işadamları “yönetim kurullarında kadın görüşünü almanın” önemine inanıyorlar.
Özellikle son yıllarda Sermaye Piyasası’nın aradığı “tarafsız yönetim kurulu üyeleri” ihtiyacı için de, bu inisiyatif önemli bir boşluğu doldurmakta.
FiYAT/KALİTE...
Küresel yükselen trend
“fiyat/kalite” örtüşmesi...
Bilgi çağında iletişim ağları içinde bilinçlenen tüketici bu eşleşmeyi arayarak belirliyor kararını.
“Markalaşma” da böyle oluşuyor.
Sadece “isme” bakarak büyük fiyat etiketlerine yönelme giderek hız kesmekte. Geçtiğimiz hafta “fiyat/kalite” uyumunu yakalayan bir markanın lansmanındaydım.
Suadiye’deki “Hemington” mağazasının açılışında, ürünlere baktım.
Merinos yününün, kaşmirin İtalya’da iplik haline getirilişi... Türkiye’de dokunması ve özgün tasarımlarla sunulması... Organik...
Bunun ötesinde gene organik
“nano teknoloji” kullanılarak beden ısısını, dışarıdaki ısıya göre koruyan, organik su geçirmez “dinamik, şık” ürünlerle de koleksiyonu tamamlayan
bir yelpaze açılıyor.
Üst segment ürünlerle olumlu ve uyumlu fiyat örtüşmesi...