Öyle görünüyor ki
“Türkiye-Rusya ilişkileri daha da yakınlaşarak” sürecek.
“Rusya, Putin’dir.”
Dünyanın diğer süper gücü “onun iki dudağı arasındadır.”
O halde Putin’in iyi analiz edilmesi gerekir.
“Vladimir Vladimiroviç Putin: RUSYA’YI AYAĞA KALDIRAN LİDER” adlı kitapta (*) şu satırlar dikkatimi çekti.
Putin, belki de seçimi kaybedeceğini bile bile açıkça, sağ kolu olduğu St. Petersburg Belediye Başkanı Sobçak’ı desteklemiş, hatta kaybetmesi halinde işleme konulacak istifa mektubunu yazdığını açıklamıştı....... St. Petersburg’un seçimi kazanan yeni Belediye Başkanı Yakolev’e “Putin’in geleceğiyle ilgili kararı beklediği”ni söyleyince Yakolev sinirlerine hâkim olamadı, ağzından “O pislik hakkında daha fazla bir şey duymak istemiyorum” sözleri döküldü.
Hemen ardından da sert bir şekilde “haziran sonuna kadar ofisini boşaltması” talimatını verdi.
Putin’in artık St. Petersburg’da yapabileceği bir şey kalmamıştı, temmuz ayında yaz tatili için ailesiyle Komsomol Gölü yakınlarında inşa ettiği, mütevazı sayılabilecek, 150 metrekarelik daçaya (tatil evi) gitti.
Aklında “avukatlık” yapmak ya da çok sevdiği “judo da antrenör olmak” vardı...
..............
Rusya’nın “yeni çarı” diye anılan Putin, 20 yıllık gizli servis ajanlığı ve birkaç yıllık St. Petersburg Belediye Başkan Yardımcılığı sonunda işsiz güçsüz ortada kalıvermiş.
Bakınız, kendini öylesine yalnız ve çaresiz hissetmiş ki hayatını artık “siyah kuşak sahibi” judo dövüşçüsü olarak “judo antrenörlüğüyle” kazanmayı bile düşünüyormuş.
Kitapta şöyle bir ifade var:
Hiç başkanlık rüyası görmemiş sıradan bir taşra bürokratı, bir sabah uyandığında kendini devcileyin bir başkana dönüşmüş olarak buldu.
Sovyetler dağılıp dünya yeni bir düzene giderken, kimsenin dikkatini çekmeyen sadık KGB ajanı, birdenbire imparatorluğu ayakta tutan bir lidere dönüşüyor.
..............
Nasıl oluyor bu?
Ne yazık ki Putin’in Rusya’nın başına geçtikten sonra 20 yıllık devlet hizmetiyle ilgili pek çok bilgi kayıtlardan silinivermiş.
Başkan olunca kendisine yakın 3 gazeteciyi çağırarak onlara kendi istediği gibi bir hayat hikâyesi anlattı.
“Ot Pervogo Litsa (Başkan Anlatıyor)” adıyla çıkan o kitaptaki bilgileri gerçek anlamda sorgulayan tek Rus gazeteci Masha Gessen oldu.
Onun yazdığı “Putin: Yüzü Olmayan Adam” kitabı da Rusya’da yasaklandı! (Bu kitabı okumuştum. Gerçekten ilginç. Ancak Masha Gessen’in Putin’e nefreti de satırlarından buram buram hissediliyor. Yani o kitabın da gerçekleri ne ölçüde yansıttığı konusunda kuşkularım var.
..............
Putin’in Rusya Devlet Başkanlığı’na ışık hızıyla yükseliş öyküsü bir başka yazıya...
Ancak...
Okuduğum kitaplardaki bütün satırlar Putin’in karakterini “vefa, sadakat, güvenilirlik” kelimeleriyle çiziyor.
Hem de zaman zaman kendini sıfırlama riskini alarak.
Beraber çalıştıklarında ve sınırların ötesindeki ilişkilerinde de bu 3 kelimeyle tanımlanabilecek dostluklara önem veriyor.
Gereğinde -ustası olduğu- bir Uzakdoğu dövüşçüsü tekniği ve gözü karalığıyla kavgaya giriyor.
...............
(*) Gazeteci Cenk Başlamış ve Okay Deprem’in kitabı.