Pilli bebekleriz...
Bir kitap ve bir albüm...
Dr. Ayşegül Çoruhlu’dan “Kuantum Beslenme” ve sanatçı Fatih Aydın’dan “45’lik Şarkılar...”
Biyokimya ve Anti-aging Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu “Alkali Diyet”, “Tokuz Ama Açız” kitaplarından sonra şimdi de Kuantum Beslenme’yle “mitokondrinin hayatımızdaki önemini” vurguluyor.
Ayşegül, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya mezunu, Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği’nden mastırlı.
Amerikan Anti-aging Derneği’nden sertifikaları var.
Kuantum Beslenme’nin sayfalarından bir kısa mesaj:
Her hücremizde -sayıları bulundukları organa göre değişen “mitokondrinler” yaşam pillerimiz.
Piller tükendiğinde yanlış beslenme nedeniyle dolmadığında “paslanma” başlıyor.
İşte “hastalıkların nedeni..”
Piller iyi beslenmeyle sürekli dolarsa insan evladı ortalama 120 yıl yaşayabilir.
45’LİK ŞARKILAR
Fatih Aydın aslında turizmci bir iş adamı. Türkiye’nin ilk “turistik yat filosunun” sahibi. Şimdi de Türkiye’nin “ilk yüzen otelini” hayata geçiriyor. 77 metrelik bu otel, yalnızca 35 çifti ağırlayacak.
Fatih Aydın bir “şiir ve müzik” tutkunu da. Hobisini hayata geçirmiş ve o artık profesyonel bir sanatçı. 2 şiir kitabı ve 2 albümü var.
Son albümü “45’lik Şarkılar” 17 şarkıdan oluşuyor. 70’li yılların tadında ama hepsi kendisine ait ve yeni. Şeffaf Oda’da bir oda orkestrasıyla canlı performans sunuyor.
Fatih Aydın bu albümle “Ustalara saygı duruşunda bulunmak istedim” diyor.
Fatih Aydın albümlerinin ve kitaplarının tüm gelirlerini Umut Çocukları Derneği’ne bağışlıyor.
Kişiye özel çiçek konseptleri de yapıyor. Davetlerde masaları çiçek ve mumlarla şıklaştırıyor.
“Happy Me” mum koleksiyonu da iddialı.
Teşekkürler Zeynep...
ŞEFFAF ODA’NIN ÇİÇEKLERİ
Şeffaf Oda 13. yılında çiçek açtı.
12 yıldır özel günlerde çiçek dekoru yapıyorduk ama bu sezon her hafta rengârenk çiçekler içinde akıyor program.
Zeynep Özçoban, çiçek hobisini “Happy Me” markasıyla profesyonel işe dönüştürdü.
“Happy Me”, Şeffaf Oda’nın çiçek sponsoru...
Zeynep, “Happy me ismini ve yusufçuk sembolünü logo yapmamın sebebi; taşıdığı pozitif enerjidir. Yusufçuk; hayatımıza girdiğinde -değişim zamanı- geldiğinin habercisidir, kendimizi farklı yaşamak ve kişisel yolculuğumuza çıkmak için artık hazırızdır” diyor.
Onun ürünlerinin en büyük özelliği neşeli ve renkli olması.
MUTFAK OSCARI
İstanbul kasımda önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapacak.
“Sirha”nın “Gastronomi Fuarı...”
Anlatayım:
Lyon UNICEF tarafından “korunması gereken dünya gastronomi değerlerinin şehri” seçildi.
Bir grup gazeteci kısa süre önce oradaydık.
Lyon’un bu seçimi gerçekten hak ettiğini yerinde yaptığımız tadımlar ve gözlemlerle teslim ettik.
.....................
Fransa’nın her bölgesinin özgün mutfakları güzeldir.
Ama... “Fransa’nın geleneksel mutfağını” Lyon ve çevresi oluşturur.
Bu değerin Fransa ve küresel değerini yansıtmasında “dünyadaki şeflerin şefi” diye anılan Paul Bocuse’ün
elbette önemli katkısı oldu.
Kentin çoğu yerinde onun resimleri, afişleri, heykeli...
Yiyecek-içecek hali bile onun adını taşıyor. Paul Bocuse adına her yıl dünyanın en iddialı şefleri yarışıyor.
Kazanana “Mutfak Oscarı” diyebileceğimiz küçük “Paul Bocuse Heykelciği” veriliyor.
Koyun bu ödülü alabilmeyi bir yana, yarışmaya katılma hakkını elde etmek bile çok zor. Lyon’da Avrupa’nın en büyük hastanesi, onarımda... Bu tarihi bina Paul Bocuse’ün adını taşıyacak “Gastronomi Müzesi” olacak.
.......................
Her yıl Lyon’da ve dünyanın -seçilmiş- bazı kentlerinde Sirha adlı kuruluş “Gastronomi fuarları” açıyor. Bir süredir de İstanbul’da. Öyle derme çatma bir fuar değil.
Muazzam bir altyapısı var.
O altyapıyı da GL Events adlı “fuar altyapıları şirketi” üstlenmiş bulunmakta. (Şirketin Kurucusu ve Başkanı Olivier Ginon, Atatürk hayranı ve modern Türkiye’nin tutkunu.)
.......................
Geride kalan hafta bu projenin “Danışma Komitesi” olarak, Fransız mutfağının Türkiye’deki en başarılı uygulayıcısı olan ve eğitimini Paris’te alan Aylin Yazıcıoğlu Şef’in Beyoğlu “Nicole”deki mekânında toplandık.
Sirha’nın İstanbul rotasının mottosu “İstanbul’un gastronomi alanında bir dünya markası olması.”
Fuara katılacak Türk şeflerin en büyük şansı Lyon’lu şeflerle birlikte çalışacak olmaları ve “Dünya Paul Bocuse Yarışması’na katılmak” umudu.
TÜRK YEMEKLERİ MÜZESİ
Yerden 136 metre yükseklikte İstanbul manzaralı terastayız.
Maslak 42 kuleleri projesinin yaratıcısı ve ortağı Erol Özmandıracı ilginç bir projeyi anlatıyor.
Kulelerin altında bir “Türk Yemekleri Müzesi...”
Anadolu ve Trakya’yı avucunun içi gibi bilen Mehmet Yaşin’i bilmeyen var mı?
TV ekranlarında yıllarca “Lezzet Durakları” adlı programıyla ünlüdür.
Her bölgede, ilde hatta ilçede, oranın simgesi lezzetleri sunan mekân adını bilir.
Notunu vermiştir.
Mehmet Yaşin bu “Türk Yemekleri Müzesi” projesinin danışmanlığını üstlenmiş.
81 ilden isim isim, bir “lezzet durakları haritası...”
Hepsiyle temasa geçilmiş.
Maslak 42’de kendilerine tahsis edilecek alanlarda kendi özgün lezzetlerini sunacaklar.
Yani...
Bu müze sadece göstermelik değil.
Yenilecek, içilecek de.
Önemli bir hizmet.
Alkışlıyorum.
