Mesut Özil Almanya’da doğdu.
Babası Mustafa Özil ve annesi Gülizar Özil işçiydi.
Mesut’un çocukluğunu geçirdiği mahallede hiç Alman yoktu.
Alman ırkçılarının kullandığı “kanake (ilkel)” kelimesini hiç işitmedi orada.
“Maymun Kafesi” adını taktıkları mahallenin futbol alanında diğer çocuklarla top oynardı.
...................
Yıl 1995... Mesut 7 yaşında.
DJK Westfalia 04 Gelsenkirchen takımında futbola başladı. Bir yıl sonra da Falke (şahin) Gelsenkirchen takımına geçmişti.
O yıl ilk hediyesini aldı; “bir futbol topu...”
Çok istediği Schalke genç takımına bir türlü seçilemedi.
Oysa çok iyiydi.
5 yıl sonra Rot-Weiss Essen takımı alt yapısında oynamaya başladı.
Deplasmanda hiç yenemedikleri Schwarz-Weib’e karşı oynadı.
Takımı 8-1 galip geldi.
7 golü Mesut attı.
Ama...
1 hafta sonra yedek bırakıldı!
Takıma para yardımı yapan Alman bir ailenin çocuğu Mesut ile aynı mevkide oynuyordu; onun yedek kalması mümkün değildi!
...................
Rot-Weiss Essen’in efsanevi futbolcusu Werner Kik, Mesut’un yeteneğine hayrandı.
Mesut’a ilk gerçek futbol ayakkabısını Werner Kik hediye etti.
O sırada Mesut 12 yaşındaydı.
Genç takımda oynayan Mesut’a ayda 4 bin euro karşılığı sözleşme teklif edildi.
Ancak...
Mesut kabul etmedi.
....................
Ders programları takımların idmanlarına göre düzenlenen -futbola yetenekli öğrencilerin alındığı- Berger Okulu’nda öğrenim gördü.
Mesut’un aklı Schalke kulübündeydi.
Nihayet 2005 yılında Schalke’ye transfer oldu.
Yeni takımı U19 Almanya şampiyonluğunu kazandı.
Ardından...
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün aracılığıyla Türkiye’ye götürüldü.
Galatasaray “Bu çocuk solucan gibi cılız, bundan futbolcu olmaz” diye denemedi bile.
Beşiktaş ise “Futbolcu tipi yok” damgasını vurdu, idmana çıkarmadı.
Mesut Almanya’ya döndü.
O arada Galatasaray, Schalke’nin yıldızı Brezilyalı Lincoln’ü transfer edince Mesut’un önü açıldı; Artık Schalke’nin “10 numarası” oydu.
Sonra Werder Bremen’e transfer oldu.
.....................
Hem Türkiye hem de Almanya Milli Takımı’ndan çağrı aldı.
Mesut “Almanya” dedi.
Bu yüzden Türkiye’de epey tepki aldı.
Mesut 84’ü A milli olmak üzere 195 kez Alman Milli Takımı formasını giydi.
2014’te “Dünya Kupası”nı kaldırdı.
.....................
İngiltere Premier Lig’de oynamaktayken gene Almanya Milli Takımı’na çağırıldı.
2018’de Rusya Dünya Kupası’nda Alman Milli Takımı başarısızdı.
Mesut Özil’in de başarılı olduğu söylenemez.
Ama...
Alman seyircisi tarafından Mesut Özil “günah keçisi” yapıldı.
Bazı siyasetçiler, bir kısım medya da bu konuya katıldı.
Çirkin kelimelerle ırkçılık yapıldı.
Seçimlerden önce “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte çekilen fotoğrafı” da Mesut’a karşı kullanılmaktaydı.
Ona Türk-Alman diyorlardı.
.....................
Ve...
Mesut bu ırkçı ve ilkel tavırlara karşı nihayet patladı.
Çok güzel yazılmış bir açıklama yaptı:
“Bundan böyle Almanya Milli Takımı’nda yer almayacağım.”
Irkçılara Özil’den bu affetmez röveşata Almanya’yı ikiye böldü.
Başta Şansölye Merkel olmak üzere saygın politikacılar, kurumlar, kanaat önderleri, yazarlar, yayın organları Mesut’a destek verdiler.
“Almanya’nın kendini sorgulaması” gerektiğine işaret ettiler.
Irkçılar ise Özil’e hakaret yağdırırken daha da alçaldılar.
Mesut Özil, Almanya ve Avrupa’da sağın ırkçılık kokan tırmanışında keşke fren yapabilecek bir etki üretebilse.
......................
Bu yazıda araştırmacı gazeteci Soner Yalçın’dan yararlandım. (Sözcü, 24 Temmuz 2018)