Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump’ın telefon konuşmasından sonra Washington’dan yapılan açıklama -gerçekten- “daha önceden mi kaleme alınmıştı?”
Ankara’ya göre öyle...
Olabilir mi?
Ben böyle bir deneyim yaşadım.
Anlatayım:
1970’li yıllar...
Süleyman Demirel Başbakan...
Londra’da ABD’nin o zamanki başkanı Carter ile baş başa bir görüşme ayarlandı.
Ben de Genel Yayın Yönetmeni olduğum gazetem adına bu önemli buluşmayı takip ediyordum.
Zaten gazetelerin üst düzey yöneticileri, AA (Anadolu Ajansı) Genel Müdürü, TRT Haber Dairesi Başkanı da oradaydı.
Ünlü “Regent Park” kenarında, liderlerin çıkışını bekliyorduk.
Ne söyleyecekleri çok önemliydi.
Çünkü, daha önce CHP-MSP ortak hükümeti Kıbrıs’a “Barış Harekâtı’nı” yapmıştı.
O hükümetin başbakanı Bülent Ecevit ABD’nin dayatmalarını dinlememiş, Kıbrıs’a çıkarma için düğmeye basmıştı.
Bunun üzerine ABD de “Türkiye’ye silah ambargosu” koymuştu.
Silah bir yana, ordunun ihtiyaçları için bir cıvataya bile izin yoktu.
İşte bu toplantıda “ambargonun kaldırılması” da konuşulacaktı.
Nefesler tutulmuş, Carter ve Demirel’in çıkışları bekleniyordu.
Önce...
Carter çıktı.
Bir açıklama yapmadan ilerledi.
Gazeteci grubumuzu geçmişti ki arkasından seslendim:
“Bay Başkan, ya ambargo?”
Döndü...
Mealen “Bunu konuşuyoruz, mümkün” cevabını verdi.
Gülümsüyordu.
O sırada Demirel de konuştu.
“Ne evet, ne hayır” diye yorumlanabilecek “ha-vet” tarzında şeyler söyledi.
Demirel’e “Carter’ın yeşile çalan turuncu ışığı” izlenimimi yansıttım.
“Öyle görünüyor” cevabını verdi.
......................
Ama...
Asıl önemli olan Carter’ın “ılımlı ve ABD’den daha önceki kesin olumsuz tavrına karşın, umut veren” söylemiydi.
Demirel sözlerini bitirmek üzereyde ki AA temsilcisi “Arkadaşlar, hiç uğraşmayın, haber gazetelerinize hemen servis ediliyor” diye seslendi.
Ertesi sabah -birkaçı hariç- gazetelerde boydan boya manşet neydi dersiniz?
“DEMİREL MASAYA YUMRUĞUNU VURDU”
AA’nın daha iki lider buluşmadan, Dışişleri’nden de telkinlerle “önceden hazırladığı haber” servise konulmuştu.
Çünkü...
Bizim diplomatlar dahil hiç kimse Carter’dan böyle bir “ambargo” konusunda “yumuşama” ya da “kapı açma” beklemiyordu.
“Nasıl olsa olumsuz sonuçlanacak bari ‘masaya yumruğunu vuran Başbakan imajıyla’ iç politika vitrininde pazarlayalım” diye düşünülmüş olmalı.
Oysa...
Hiç beklenmeyen şey olmuş, Başkan Carter tarafından “ambargo” kapısı aralanmış...
“Masaya yumruk” falan da vurulmamış tabii.
Herhalde ABD’liler bizim gazetelerdeki başlıkları okuduklarında epey şaşırmışlardır.
MSP lideri Erbakan ise “O yumruk falan vuramaz, takla atmıştır” demecini patlatarak manşetlere gölge düşürme çabasındaydı.
Ben, diğer birkaç arkadaşımla birlikte gazetelerimizde bu “masaya yumruk” asparagasına girmedik.
AA, Atatürk’ün kurduğu ulusal ajansımızdır.
Devlet ajansıdır.
Oradaki meslektaşlarımı incitmek kesinlikle istemem.
Türkiye’ye çok değerli hizmetleri olmuştur. Bugün de öyle.
O dönem AA’nın başında olan Atilla Onuk da kadim can dostumdur.
İyi gazetecidir.
Ama devlet ajansı olmanın da bazen bu gibi zorunlukları yadsınamaz.
Washington’un “önceden yazılmış haberini” bir de bu gözle değerlendirin.