Neden savcılar için “cumhuriyet savcısı” resmi sıfattır?
“Cumhuriyet başbakanı, cumhuriyet bakanı, cumhuriyet milletvekili, cumhuriyet müsteşarı, cumhuriyet valisi/kaymakamı, cumhuriyet emniyet müdürü” denmiyor da, neden savcılar “cumhuriyet savcısı”dır?
Bu sorunun cevabı “hukuk devletinin varoluş güvencesidir.”
Kökü, Atatürk’lü yıllarda “hukuk inkılabı (devrimi)“ sürecine uzanır.
Şöyle ki:
Hukuk devrimi sürecinde yeni yasalar çıkarılırken bu çalışmanın başında dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt vardı.
Taslaklarda “savcılar” için “cumhuriyet savcısı” ifadesinin yer alması dikkat çekti.
Tepki de gösterildi.
“Neden büyükelçi, müsteşar, vali, emniyet müdürü, yargıç için -cumhuriyet- sıfatı yok da sadece savcılar için olacak?”
Bu tartışmalar Atatürk’ün huzuruna da taşınır.
Atatürk, Adalet Bakanı Bozkurt’tan “izah etmesini” ister.
Bozkurt bütün zamanlara ışık olacak açıklamasını yapar:
“Devletin her kademesinde olanlar yanlış yapabilirler. Hukuk dışına çıkabilirler. Onlara millet, devlet ve ikisini de kucaklayan cumhuriyet adına hesap soracak olan savcılardır. Onun içindir ki sadece savcılar için -cumhuriyet savcısı- denilmelidir.”
Atatürk bu izahtan memnun kalır.
Onayını 3 kelimeyle ifade eder:
“Devam et Bozkurt...”
...................
Savcılara “cumhuriyet savcısı” unvanının verilmesi ve bu unvanın içinin de “yetkiyle” doldurulması işte böyle başlamıştır.
Günümüzde de hatırlanmasında -merhum İsmet İnönü’nün söylemiyle- sayılamayacak kadar çok yarar var.
.........................
Bir süredir “cumhuriyet savcısı” ifadesinin gerektirdiği sorumluluk ve özen çizgisinde kırılmalar yapan savcılarımız olmadı mı?
Bu soruya -ne yazık ki- gönül rahatlığıyla “evet” cevabını veremeyiz.
Hepimizin bildiklerini tekrarlamıyorum.
İktidarın sesi bile kimlerin ve hangi kurumların “kumpasa geldiğini” daha yeni itiraf etti.
Ancak...
“Suimisal, misal olamaz. (Kötü örnek, örnek olamaz.)”
Savcıların, “cumhuriyet savcısı” görevlerini içi dolu, tam yetki ve sorumlulukla yapabilmeleri için yolları açık olmalıdır.
Hukuk devletinin güvencesi budur.
“Savcı, avukat (savunma hakkı kutsaldır), yargıç” Anayasa’daki “bağımsız yargıyı” birlikte oluştururlar.
.........................
Ortalık toz duman olduğu için “somut olayları” değil “olması gerekeni” yazdım.
İsimlerle, aidiyetle, taraflarla işaretlenmiş yol haritaları bir yere götürmez.
Hukukun temel ilkelerinin aydınlattığı yol güvenlidir.
EKONOMİNİN ATEŞİ YÜKSEK
DÜN dolar 2,14’e dayandı.
Merkez Bankası Başkanı’nın “yılsonunda 1,92 olur” ifadesi -ekonominin normalleri içinde kalınsaydı- olağan beklentiydi.
Bu kadar büyük sapma birkaç puanlık tahmin hatasının hayli üstündedir.
Siyasetin olumsuz etkisini gösterir.
Her 1 puan artışının başta enerji maliyetleri olmak üzere ekonomiye faturası milyarlardır.
Bedelini 76 milyon insanımız ödeyecek.
Ne yazık ki bu siyaset krizi iyi yönetilemedi.
Net ve kesin tavırlar daha başında ortaya konmadığı için, zamanla yara enfeksiyon kaptı.
Enfeksiyon “ateş yükseltir.”