Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Hafta boyu İpek Çalışlar’ın raflara çok kısa süre önce çıkan “harika” kitabını yutarcasına okudum.
“Mustafa Kemal ATATÜRK, Mücadelesi ve Özel Hayatı...”
Bazı notlar sunacağım kitaptan...

..................

Atatürk’ümüzü çoğunluğu erkek yazarlardan okumuşuzdur. Bu kez bir aydın Türk kadının kaleminden Atatürk... Artı... İpek Çalışlar elbette o kitaplardan da yararlanmış ama “başta kız kardeşi Makbule Hanım olmak üzere anne Zübeyde Hanımefendi ile eşi Latife Hanım ve manevi kızları, Atatürk’ün hayatına giren tüm kadınların merceklerinden anılar” kitabın çok önemli özelliği...
“Kadın gözüyle Atatürk’ün özel hayatı...”

Haberin Devamı

.................

YOKSUL MUYDULAR :
Kesinlikle “hayır...”
Zübeyde Hanımefendi varlıklı bir ailenin kızıydı.
Ali Rıza Bey de memurluktan ayrılmış, kereste ticareti yapmıştı. Dükkânları ve gayrimenkulleri vardı. O kadar ki bazı arsalarını Selanik’e yoksul göçmenlere bağışlayarak geçimlerine yardım etmişti aile. Atatürk’ün doğduğu Selanik’teki 5 odalı ev tapuda Zübeyde Hanımefendi üzerine kayıtlı.
Akademiyi bitirdikten sonra Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal de Selanik’te aynı mahallede iki ev almış ve kız kardeşi Makbule’nin üzerine yapmıştı.
Ali Rıza Bey’in vefatından sonra Zübeyde Hanımefendi, çocuklarıyla birlikte abisi Hüseyin Bey’in bulunduğu çiftliğe geçmişti ama yoksulluktan değil.
Dul ve yalnız bir kadın olarak Selanik’te yaşamayı uygun bulmadığı için... O sıralarda Selanik’te altı evi vardı. Kira gelirleriyle çok rahat geçiniyorlardı.
Tekrar Selanik’e geçiş sebebi ise Mustafa’nın “Selanik Askeri Rüştiyesi”ne girişidir.
Ailenin “maddi zorluk nedeniyle abi Hüseyin Bey’in çiftliğine sığındığı” yolundaki anlatılanlar gerçek dışı...

.................

FİDYE:
Ali Rıza Bey’in varlıklı olduğunun bir diğer kanıtı da Rum çeteciler tarafından üç kez kaçırılmış ve fidye istenmiş olmasıdır.
Mustafa Kemal’in “çiftlikte karga kovalaması” ise oyundu. Çiftlik arazisindeki kulübe de Makbule ile oyun mekânlarıydı.

.................

MUZİP:
Tevfik Bıyıklıoğlu, Atatürk’ün 3 yıl genel sekreterliğini yapmıştır. Gece geç bir saatte Atatürk elinde tabancasıyla ansızın Tevfik Bey’in odasına dalmış ve “Davranma!” diye bağırmış.
Birden uyandırılmış olan Tevfik Bey uyku sersemliğiyle Atatürk’ü tanıyamamış. Can havliyle “Burada değil, yukarıda yatıyor” demiş.
Atatürk odadan gülerek ayrılmış ama genel sekreterine güveni de hayli sarsılmış.

Haberin Devamı

.................

NİKÂH VE TABANCA:
Mustafa Kemal Latife Hanım’a üç kez evlenme teklif etmiş ancak sonuncusunda “evet” cevabını alabilmiş.
Tekliflerinin ilkinde evin terasında yalnızlarmış.
Aşkının ne kadar derin olduğunu göstermek için Mustafa Kemal Paşa Latife Hanım’a yaklaşmış. “Paşanın öpmek istediğini” sanarak Latife Hanım mermer masa üzerindeki “esir komutan Trikopis’in beylik tabancasını” kapmış ve havaya üç el ateş etmiş.
Paşa’ya “buna devam ederse dördüncü kurşunla kendisini vuracağını, zira Paşa’nın bu memlekete elzem olduğunu” söylemiş. “Canıma kıymak pahasına da olsa sizi durdururum ama size kıyamam” demiş.
Mustafa Kemal Paşa da “İzmir’in kurtuluş simgesi olan bu tabancayı size hediye ediyorum” cevabını vermiş. Çok zarif ve derin konuşmaları sürmüş ama kitabı okuyun ve tadına varın.
Latife Hanım’ın “Ölene kadar beklerim” diyerek “EVET” cevabı da kitapta.

Haberin Devamı

...............

KADINLARI: Kitapta Atatürk’ün hayatına giren kadınlar da oya gibi işlenmiş.
Bunlardan Kalyopi adlı bir Rum ses sanatçısı özellikle ilgimi çekti. Kadın 25-30’unda, Mustafa Kemal ise henüz 15 yaşındaymış... Koyu siyah saçlı, çakır gözlü, sülün gibi Kalyopi’yi annesinin evine getirmiş. “Ona âşığım” demiş. Anasının ve kardeşi Makbule Hanım’ın ne hale geldiklerini tahmin edebilirsiniz. Kalyopi, öyle olgun, öyle ders dolu “bilgece” bir konuşma yapmış ki...

.............

Bunlar ve daha başka anılar yarın TV programımda. (CNN Türk, 11.05, Şeffaf Oda)