SAHNEDE beyaz tuvaleti, uzun kumral saçları, ayağında babetleriyle henüz 9 yaşındaki Bade Daştan kemanı nasıl da ciddiyetle çalıyor.
Arşeyi nasıl da ustalıkla gezdiriyor kemanının tellerinde.
Bahar çiçeği gibi tertemiz ve duru...
Salonda çıt yok.
Nefesler -adeta- tutulmuş, bu güzellik izlenmekte.
Parça bittiğinde alkış
seli patlıyor.
Bade eğilerek teşekkür ediyor alkışlara.
O geleceğin “kutup yıldızlarından” biri.
9 yaşındaki bu çocuğu şefkatle ve sevgiyle izlerken “9 yaşındaki kız çocuğu evlendirilebilir” fetva kafalarını, hastanelerde doğum yapan kız çocuklarının dramlarını hatırladım.
İçim sızladı.
......................
Geçtiğimiz pazartesi tanık olduk bu peri masalına.
Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin büyük salonunda “Hiç kaçmaz” dediğim bir etkinlikteydik.
ÇEV (Çağdaş Eğitim Vakfı) tarafından desteklenen “üstün yetenekli gençler” birbiri ardına sahne aldılar.
Beste Gürkey (Marimba) Yiğit Karataş (Keman), Sofiko Tchumburidze (Keman), Cem Esen (Piyano), Denizcan Eren (Flüt), Bayram Kenan Tatlıcı (Piyano), Yusuf Çelik (Viyolonsel) performanslarıyla küresel boyutta Türkiye’yi temsil edecek “kutup yıldızları” olarak alkışlandılar.
ÇEV bugüne kadar
30 bini aşkın öğrenciye karşılıksız burs vermiş.
Bir de ÇEV Sanat “Genç Yetenekler” projesi var.
Fazıl Say, Cihat Aşkın, İbrahim Yazıcı gibi büyük sanatçılardan oluşan “danışma kurulu” Türkiye’nin her yerinden “genç yetenekleri” araştırıyor, değerlendiriyor, seçtiklerini desteklenmek üzere ÇEV yönetim kuruluna öneriyor.
ÇEV’in başındaki Berrin Yoleri gerçekten büyük ve işlevsel olan bu hizmeti “orkestra şefi” gibi yönetmekte.
Nükhet Duru’dan ‘kabare’
ŞEFFAF Oda’da konsept “kabare”, konuğum ise
Nükhet Duru.
Nükhet Duru’nun kabaresi
“Beni Nükhet Duru Sanıyorlar” Türkiye turnesinde... Bu turnelerden biri de Şeffaf Oda’da...
Şarkılar ve kahkahalarla harmanlanmış “kabaresinde”, Nükhet Duru 40 yılı aşan müzik kariyerini yansıtıyor. Türk pop müziğine damgasını vuran bu önemli sanatçımız acı ve tatlı anılarını, yol arkadaşlarını, 70’leri, 80’leri ve 90’ları anlatıyor.
Nükhet ile yapılan nehir söyleşilerden hareketle tasarlanmış. Çok da güzel olmuş.
..................
Şeffaf Oda’da bu kabarenin sanatçı taklitleri, eğlenceli anılar anlatımı ve şarkılarıyla seçmeleri yer almakta.
Ajda Pekkan, Emel Sayın, Sezen Aksu taklitleriyle Nükhet, hepimizi gerçekten kahkahaya boğuyor.
Sezen Aksu ile aralarında geçen bir “kıskançlık” anısını da paylaşıyor.
..................
Nükhet çocuk yaşta müziğe başlamış. Annesi o eve geç kaldığında hemen karakola haber veriyormuş.
Alem bir kadın... Düşünün... “Boşandığı eşinin yeni eşinden olan çocuğuna bere, atkı örmüş.”
Nükhet “Şu anda hayatımın en güzel yıllarını yaşıyorum” diyor.
“80 yaşına da gelsem sahneye çıkarım, inşallah ruhumu sahnede teslim ederim” diye de ekliyor.
Nükhet çizgi film izliyor,
hatta çizgi film karakterlerinin taklitlerini yapıyor.
KÜRK MANTOLU MADONNA
SILA ve Zülfü Livaneli’yle söyleşiyorduk. Zülfü Livaneli “Kim demiş Türkiye’de kitap okunmuyor” söylemiyle bir gözlemini dile getirdi.
Avrupa’da, Amerika’da
kitap satış rakamları çok yüksek ama hangi kitaplar?
Hafif, sabun köpüğü romanlar, bilim kurgular, polisiyeler, yaşam tarzı, sağlık, güzellik, diyet kitapları genellikle
“en çok satanlar...”
Türkiye’de ise ciddi ve klasik kitaplar liste başında.
Örneğin, Sabahattin Ali, Zweig okunuyor Türkiye’de.
Bunu yurt dışında yayınevi yöneticileri-
ne de söylüyorum.
Gerçekten öyle...
Özellikle kadın okuyucu Türkiye’de kitap satışlarını omuzlamış durumda.
Bu arada Livaneli’nin son kitabının ilk baskısının bile “500 bin” olduğunu, Sıla’nın raflara yeni çıkan “Anlatsam Geçer mi” adlı şiir kitabının şimdiden 3. baskısını yaptığını belirterek Sabahattin Ali’ye dönelim.
......................
Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna”sı her
dönemde çok satanların ilk sıralarında.
Ve şimdi de tiyatro oyunu olarak sahnede.
Perşembe gecesi Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde izledim.
Başrollerde Tuba Ünsal ve Menderes Samancılar...
Ve onlar kadar önemli rolleri üstlenen Alper Saldıran, Sercan Bodur ve Lila Nil Gürmen...
Senaryonun tekniği, sahne tasarımının özgünlüğü ve oyuncuların performansıyla ayakta alkışlandılar.
......................
Sabahattin Ali gibi bir büyük yazarın -devlete zararlı görülerek- ormanda
başına vurulan odun
darbesiyle öldürülmesi
ve mezarının dahi
olmaması ne acı.