ABD Başkanı Trump’ın “Kudüs hamlesi” iç politikada sürüklenirken bir “can simidi” arayışıydı.
ABD’nin medyadan politikaya, finanstan show business’e her alanda “gri egemeni” Yahudi desteğini almak istedi.
Bütün başkanların her 6 ayda bir “uygulamasını erteledikleri Kudüs’ü İsrail başkenti olarak tanımak ve büyükelçiliği oraya taşımak” kararına, Trump, “Hayır, artık ötelemek yok, zamanıdır” diyerek bastı imzayı.
Sadece o imzadaki uzunluk, sıçramalarla 4 santimi bulan yükseklik bile iyi bir psikoloğun gözünde “arızalı bir ruhun” göstergesidir.
.................
Ancak...
Trump’ın narsisik fiyakalı imzası büyüklüğünde olmadı getirisi.
BM Genel Kurulu’nda ABD’nin kararına karşı yapılan oylamada alınan sonuç New York Times’ın yorumuyla “meydan dayağı...”
ABD tehditleri sanılan “korku efektini” yapamadı.
Çünkü...
Yanlışlığı, haksızlığı tabak gibi ortadaydı.
..................
Soli Özel Hoca “dünya sisteminin yediemini sayılması gereken ABD, bu düzenin en büyük baş ağrısı ve muhtemelen en tehlikeli aktörü” ifadesini kullanıyor.
ABD aydınları ve dünya da bunun bilincinde.
Güvenlik Konseyi’nde tek başına, Genel Kurul’da da neredeyse öyle.
Ivır zıvır, bizim Büyükada’nın 4-5 katı büyüklükteki bazı ülkelerin ötesinde ABD’ye -açık- omuz veren sadece İsrail.
Birkaç büyük ülke ise tehditler sonrası “çekimser” kaldı.
...................
Bu durumda ortaya çıkan fotoğrafı okuyalım:
‘ - “Arabulucu rolü”
ABD, Filistin ile İsrail arasında uzun süredir arabulucu rolünün tek ve baş aktörüydü.
Bunu yitirdi.
- “Arap desteği”
Perde arkasında ABD’nin yer aldığı Suudi Arabistan ve BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) Filistin’de İsrail lehine bir planı dayatmak hazırlığındaydılar.
“Filistinlilere başka bir toprak verilmesi” bile düşünülmekteydi.
Artık bu planın işlerliğinin kalmadığı düşünülebilir.
- “Ayrımcılık”
Arap Müslümanlarıyla, Arap olmayan Müslümanları ayıran ve karşı karşıya getirmeyi amaçlayan planın da tekerleği çıktı.
ABD’ye karşı Suudi Arabistan ve BAE son dakika da imza atarak, sponsor olarak, oy vererek diğer Arap olmayan Müslüman ülkelerle aynı blokta yer aldı. ‘
......................
Bunun Türkiye boyutuna gelince...
Türkiye İslam Ülkeleri İşbirliği Konferansı’nın dönem başkanı olarak başından itibaren ABD’nin Kudüs hamlesini boşa düşürmek hareketinin bayraktarı oldu.
Alınan sonuç Türkiye adına önemli bir başarıdır.
Bu kadar kısa zamanda böyle bir küresel süper büyük başkanını mahcup duruma düşürmek, ABD’yi diplomatik yalnızlığa itebilmek gerçekten önemlidir.
Ancak...
Her etkinin, çağrı yaptığı tepki hareketi de vardır.
Etki ne kadar büyükse üreteceği tepki de o büyüklükte olur.
Şimdi...
“Primitif (ilkel)” tutkuları, reaksiyonları orantısız Trump’ın ne yapacağı da düşünülmelidir.
