Ramazanın Türkiye ve İslam âlemine hayırlı olmasını dileyerek başlayayım.
Ne yazık ki 700 bin Filistinlinin topraklarından koparıldığı “büyük felaketin” 70’inci yıl dönümüyle mübarek ramazanın ilk günü örtüştü.
Gösterilerde 62 Filistinli İsrail güçleri tarafından vurularak hayatını kaybetti.
3000’den fazla da yaralı var.
Yani...
Ramazan kan ve gözyaşıyla başladı.
***
Dün olayların daha da yükselişe geçeceği, gerilimin tırmanacağı tahmin ediliyordu.
Ancak...
Taraflar arasında dolaylı diyalog kanalları açıldı.
Hamas, İsrail’e, “Mısır istihbarat örgütü” ve “Katar” aracılığıyla “Savaş istemiyoruz, gerilimi aşağıya çekelim, abluka gevşetilsin, insani yardım girişleri olabilsin” mesajını gönderdi.
İsrail’de de bu mesaj olumlu karşılandı.
Dün için “kaygı yüklü tahminler” gerçekleşmedi.
Ayrıca Mısır Filistinlilere, yaralıların hastaneye sevk edilmesi ve insani yardımlar için geçiş kapıları açtı.
Şimdilik “nispi” bir “sükûnet” var.
Ama...
Ateş tamamen sönmüş değil.
Olumsuz, sorumsuz bir rüzgârın estirilmesi halinde alevler yeniden yükselebilir.
***
Kudüs merkezli “yangını soğutma süreci” yaşanıyor olsa da uluslararası politika hareketli.
BM Güvenlik Konseyi’nde konu görüşüldü fakat zaten öngörüldüğü gibi dişe dokunur bir sonuç çıkmadı.
Güvenlik Konseyi’nin 5 üyesinden biri olan ABD yeşil ışık yaktırmadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Dünya 5’ten büyüktür” söylemini sık sık vurgulayarak BM Güvenlik Konseyi üyesi 5 devletin yer küreye kararlar dayatmasını “eleştiriyor.”
“Asimetrik hukuk çarpıklığına” dikkat çekiyor.
Ama...
Aslında 5 devletten birinin bile veto etmesi halinde BM Güvenlik Konseyi’nin karar alamadığı gerçeğinin ışığında durum daha da dramatik.
“Tek başına ABD ve karşısında yer küre devletleri” gibi bir vahim tablo.
ABD “hukukun gücü” değil “güçlünün hukuku” tavrını dayatmakta.
Roma İmparatorluğu döneminde “Pax Romana (Roma Barışı)”, yazılmamış “fiili” yasa vardı.
Yani...
Roma’nın silahlı gücüyle kabul ettirdiği, kendi isteğine göre yapılandırılmış barış.
ABD de Trump’ın başkanlığıyla giderek vites büyüttüğü “Pax Americana (Amerika’nın dayattığı barış)” yöntemi için bastırıyor dünyaya.
Hamas’ın gittikçe ağırlaşan yaptırımlar, ambargo, Körfez ülkelerinden ve Suudi Arabistan’dan yardımların ciddi düşüşe geçmesi üzerine, İsrail’e “Gerilimi düşürelim” mesajı iletmesi, şartlarını ABD’nin dikte ettiği bir durumu üretiyor...
Hamas’ın “İsrail ile 5 yıllık ateşkes” mesajı verdiği yolunda haberler de dolaşımda.
***
Buna karşılık...
Ankara Kudüs’te yaşananlar için elindeki kartları yükseltmekte.
İsrail Büyükelçisi’nin ve İstanbul Başkonsolosu’nun gönderilmesi...
İslam konferansını dönem başkanı olarak toplantıya çağırması kartlarını oynadı.
Ancak...
Mavi Marmara anlaşmasının “iptali” gibi “iç politika” baskılarına direnerek, bu öneriyi reddederek dosyaları ayrı ayrı kendi içeriklerine göre değerlendirmek tavrına da işaret etmekte fayda var.
“Kriz yönetiminde” kumanda aletini elinde tutabilmek önemlidir.