Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

İSMET İnönü dün vefatının 45. yıl dönümünde anıldı.

Cumhuriyet’in kuruluşunda Atatürk’ün en yakınındaki silah ve siyaset arkadaşıydı.

Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti.

Atatürk “Ebedi Şef”ti.

İnönü de “Milli Şef...”

Elbette...

Tek parti iktidarının “Milli Şef”i olarak bir dönemin otoriter yönetim simgesiydi.

Ama...

Türkiye’yi çok partili demokratik sisteme geçiren de İsmet Paşa’dır.

Bütün Avrupa ve Asya coğrafyası II. Dünya Savaşı’nın felaketlerini yaşarken, İsmet Paşa çok usta ve ince siyasetle Türkiye’yi savaşın dışında tutabilmiştir.

Haberin Devamı

O günlere ait anekdotu hatırlatayım.

II. Dünya Savaşı milyonlarca hayat kaybını, sefaleti, kanı ve acıyı geride bırakarak bitmiştir.

Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bir yurt içi gezidedir.

Kalabalık arasında bir çocuk, “Ekmek yok, bizi karneye mahkûm etmişsin” der.

İsmet Paşa çocuğun yanağını okşar.

“Ama babasız bırakmadım yavrum” cevabını verir.

Osmanlı’nın son 200 yılından itibaren çektiği savaş acıları kan, gözyaşı ve toprak kaybından sonra külleri arasından doğan Türkiye İsmet Paşa’nın satranç üstadı gibi yürüttüğü siyaset sonucu ilk kez savaşın dışında kalabilmiştir.

Savaşın yoksulluğu hissedilmiş, ekmek, un, şeker, basma karneye bağlanmıştır ama çocuklar babasız, analar oğulsuz, kadınlar eşsiz bırakılmamıştır.

Ve de...

Türkiye toprak kaybetmemiştir.

......................

İsmet Paşa, Şevket Süreyya Aydemir’in de yazdığı gibi, kitabına kapak yaptığı gibi “ikinci adamdı.”

Atatürk’ten sonra Cumhurbaşkanı olması bir bakıma onun için talihsizlikti denebilir.

Atatürk’ün lazer ışını gibi engelleri delip yıkıp geçen, gelecek yüzyıllara uzanan dehasını, liderliğini İsmet Paşa’da aramak ve bulamayınca hayal kırıklığına düşmek zaten yanlıştı.

İsmet Paşa
İsmet Paşa “çok iyi bir kurmay subaydı.”

Denge adamıydı.

Risk almayı sevmezdi.

Kendisi adına bir korku, bir endişe duyduğu için değil, çok acı çekmiş bu milleti, yeni kurulmuş fidan gibi genç Cumhuriyet’i sakınmak içindi.

İktisatta da ihtiyatlıydı.

Fakat...

Onun döneminde Osmanlı’dan kalan dış borçların büyük bölümü ödendiği gibi, 1950’de Demokrat Parti iktidarına da dengeli bir bütçe devredildi.

Haberin Devamı

........................

1950’de Demokrat Parti seçimleri kazandığında bazı generallerden İsmet İnönü’ye “yönetimi devretmemek için destek sunma” yaklaşımları olduğu söylenir.

İsmet Paşa bu tür imaları elinin tersiyle geri çevirmiş.

27 Mayıs 1960 ihtilalinin idam ettiği Başbakan Menderes, Dışişleri Bakanı Zorlu, ve Maliye Bakanı Polatkan tarihte kapkara bir sayfadır. Kimileri idamlarla İsmet Paşa arasında ilişki kurmaya çabalamıştır.

Oysa...

Gerçek şu ki İsmet İnönü tarihi ağırlığını koyarak dönemin devlet başkanı ve ihtilalin lideri Orgeneral Gürsel’e “İdamlara engel olmalısınız” diye baskı yapmış hatta mektup yazmıştır.

Fakat ihtilal komitesinin genç subayları dinlememişlerdir.

........................

Gazeteciliğe başladığım yıllarda İsmet Paşa başbakandı.

Odamın duvarında asılı “Yılın Gazetecisi” belgesi üzerinde imzası vardır.

Rahmetle ve Cumhuriyet adına teşekkürle anıyorum.