CHP “kutultaylar partisi” diye de anılır.
Bir yenisi daha mı?
Şu satırların yazıldığı sırada -Kılıçdaroğlu yönetimine karşı grubun açıklamasına göre- “olağanüstü seçimli kurultayın toplanması için imza sayısı 507’yi bulmuştu.”
18.30’da bir açıklama daha yapılması bekleniyordu.
Rakamın 530’a ulaşacağı söylenmekteydi.
Kurultayın toplanması için gerekli imza sayısı 630...
Yani...
30 Temmuz’a kadar bir süre olduğu dikkate alınırsa aradaki 100 dolaylarında imzanın tamamlanabileceği ihtimali yüksek.
...................
Ancak...
Genel Merkez penceresinden bakıldığında durum farklı.
Genel Merkezciler “İnce taraftarlarının imza sayısını yüksek gösterdiği ve böylece tereddütlü olanları gaza getirmek istediklerini” söylüyorlar.
Hangisi doğru?
İmzalar sadece Kılıçdaroğlu karşıtlarının elinde olduğu için buna cevap verebilmek mümkün değil.
Ayrıca...
Genel Merkezciler
“imza vermeye kararlı olanlar zaten verdiler. Bundan sonra sayının yükseleceğini sanmıyoruz” diyorlar.
Ve birşey daha...
İmzaların gerçeken delegelere ait olup olmadığı, mükerrer imzalar da sonunda tetkik edilecek.
...................
Aslında...
Tabanda “değişim isteği” yaygın.
CHP seçmeni Kılıçdaroğlu ve ekibinin ayrılması görüşüne daha yakın.
Fakat...
Bu eğilimin delegelere tam olarak yansıdığı söylenemez.
Kılıçdaroğlu’nun yıllar içinde ciddi delege desteğini arkasına aldığı da bir gerçek.
...................
630 imza toplanırsa, Genel Başkan Kılıçdaroğlu 45 günde kurultayı toplamak zorunda.
Peki...
Kemal Kılıçdaroğlu bu durumda Genel Başkanlığa aday olur mu?
Ankara kulislerinde “olmaz... Olmamalı” görüşü ağır basıyor.
“630 imza, kurultayın delege çoğunluğudur. Kılıçdaroğlu daha kurultay toplanmadan, delegelerin çoğunluğunu kaybetmişse nasıl yeniden aday olur?”
Böyle düşünenler Fenerbahçe kongresini “referans” gösteriyor.
“Aziz Yıldırım gibi büyük fark yiyerek yenilmek de var” deniyor.
...................
Bütün bunlar “varsayım” ve “tahmin.”
Önce şu “imza aşaması tamamlansın. Gerekli incelemeler yapılsın.”
....................
Kemal Kılıçdaroğlu dürüst bir insan.
Hakkında şaibe yok.
Çok çalıştı.
Bu yaşında Ankara’dan İstanbul’a uzun yürüyüşüyle performansı gerçekten dikkat çekiciydi.
Gündemi tayin etti.
Seçim öncesi İYİ Parti ve Saadet Partisi’yle “ittifak manevrası...”
HDP’nin barajı aşarak Meclis’e girmesine siyasi katkısı, “sıfır baraj” hamlesiydi.
Farklı siyasetlerin Meclis’e tam yansımasını sağlayarak demokrasilerdeki “temsilde adalete” omuz verdi.
Karşısına bri önceki kurultayda aday olarak çıkmış Muharrem İnce’yi CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı göstermesi de güzeldi.
......................
Bütün bunlar artılarıdır.
Ama...
İleri demokrasilerde seçim kaybedenler çekilir, yerlerine yeniler gelir.
Yeni gelen “daha iyi olduğu” için değil.
Partiye bir heyecan rüzgarı “doku hücrelerinin yenilenmesi” için oksijen, tavana umut psikolojisi üretmektir amaç.
Öte yandan...
Muharrem İnce de seçim kampanyası boyunca ortaya koyduğu performans çizgisini yükseltiyor değil.
Madalyonun bu yüzü de bir başka yazıya.