Ekrem İmamoğlu’nun performansını vurguladıktan sonra “kamera arkasındakilere” de işaret edeyim.
İstanbul seçimlerini alışının ekip çalışmasına...
Bunlarda, kampanya stratejisti Necati Özkan başat isimlerden biri.
....................
Necati Özkan Kara Harp Okulu mezunu.
12 Eylül 1980 darbesi sırasında topçu teğmendi.
Milli Birlik Konseyi tarafından “üçlü kararnameyle ordudan ayrılanlardan” biri.
Sonrasında Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.
ODTÜ’de İşletme dalında MBA yaptı.
Ardından, kurucusu olduğu Öykü Ajans Reklamcılık yılları.
Siyasi Danışmanlar Derneği Başkanlığı...
4 de kitabı var.
.....................
Necati Özkan’la, Ekrem İmamoğlu’nun önünde beliren engelleri de konuştum.
Önce...
Ticaret Bakanlığı’nın “Büyükşehir belediyelerine bağlı şirketlerin yöneticilerini Belediye Meclisi’nin atayacağı, görevden alacağı” yolundaki son yetki yazısı...
Bir belediye başkanının elini hayli zorlaştıracak
bir durum.
Ekrem İmamoğlu bunu nasıl aşar?
Özkan şöyle yanıtladı:
“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bu konuda mahkeme kararı alarak, bu yazıyla gelebilecek kısıtlamayı aştı.”
Yani...
Ekrem İmamoğlu’nun da mahkemeye başvurması halinde böyle bir “emsal karar” var.
......................
Bir diğer “potansiyel sıkıntı” ise şöyle:
“Belediye Meclisi’nde çoğunluk Cumhur İttifakı’nda. İmamoğlu meclisten gerekli kararları çıkartabilecek mi?”
Özkan’a göre bu konuda İmamoğlu’nun 18 günlük başkanlığı süresinde edinmiş olduğu ciddi tecrübeleri var.
Yorumunu kısaca yansıtayım:
Belediye Meclisi
toplantılarını Ekrem Bey internetten yayınladı.
En sıkıcı gibi görünen konuların görüşüldüğü toplantılar bile 4 milyon kişi tarafından izlendi.
Hem de saatlerce.
Tabii çok önemli bir kamuoyu ilgisinin psikolojik algısı etkili oluyordu.
Yüzde 40 indirim önermiştik, Belediye Meclisi yüzde 50 yaptı.
Şeffaf yönetim ve Belediye Meclisi çalışmalarının halka açık olması, ağırlıklı bir kamuoyu baskı faktörü. Önerilerin meclisten geçmesinde güçlü bir rüzgâr.
Ayrıca...
23 Haziran’da ilçe seçimleri ve belediye seçimleri de yapılmış olsaydı, Ekrem İmamoğlu için kullanılmış olan oylar,
39 ilçenin 28’inin kazanılması sonucunu verecekti.
Büyükşehir Belediye Meclisi üyeliklerinin de
yüzde 70’ini.
Bu da önemli bir
psikolojik faktör.
........................
Ya “Ordu Valisi’nin hakaret davası açması ve mahkemeden -İmamoğlu’nun başkanlık görevini sürdürmesini engelleyecek- bir hapis kararının çıkması hali?”
Öncelikle o hengâmede kullanılan kelimenin net olarak tespit edilmesi gerek ki...
Necati Özkan da -Ekrem İmamoğlu gibi- iddia edilen kelimenin telaffuz edilmediği görüşünde.
Ayrıca...
Konu hukukun ötesinde “siyasi” yönüyle daha ağırlıklı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Belediye Meclisi Başkanlığı’ndan “söylediği şiir” nedeniyle alınmış ve hapis yatmıştı.
Seçilme hakkı elinden alınmıştı.
Erdoğan ve AK Parti buna karşı mücadele etmişti.
Ve...
Erdoğan’a “seçilme hakkını iade eden anayasa değişikliği CHP milletvekillerinin de oylarıyla gerçekleşmişti.”
Elbette devlet memuruna iddia konusu kelimenin söylenmiş olması onaylanamaz.
Ama Erdoğan’ın ve AK Parti’nin verdiği mücadele, seçilme hakkının CHP grubu oylarıyla iade edilmesi gibi vakaların ışığında zaman nehrinin ikinci kez yukarı akmasına tanık olabilir miyiz?