ŞEFFAF Oda’da bu hafta Profesör İlber Ortaylı ve sanatçı Öykü Gürman’dan tarih ve müzik harmanı sunuyoruz. Bilmeyenlere not:
İlber Ortaylı Avusturya’nın Bregenz
şehrinde doğmuş. Kırım Tatarı.
2 yaşındayken ailesiyle Türkiye’ye yerleşmiş.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Tarih Bölümü’nü bitirmiş. Viyana Üniversitesi Slavistik ve Orientalistik Bölümü’nde öğrenim görmüş. Chicago Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamış.
Aralarında Oxford, Cambridge, Princeton’ın da bulunduğu pek çok seçkin üniversitede konuk öğretim üyeliği yapmış.
İlber Ortaylı’nın 44 kitabı var...
Şeffaf Oda’da elbette onun
kişisel tarihini de konuşuyoruz.
Örneğin, “üniversitede öğrenci olduğu yıllarda” sağcı mı, solcu muydu?
İlber Ortaylı için “kimseye eyvallahı olmayan adam” diyorlar.
“Bir kişi hariç” diye itiraz ediyorum.
Merakla “Kim?” diye soruyor.
Cevaplıyorum: “Kızın Tuna..”
“Evet. O ayrıdır” diyor gözleri parlayarak... Tuna onun hayatının merkezi. Bilkent Siyaset mezunu. İKSV’de Proje Koordinatörü.
ÖYKÜ Gürman’ı ikizi Berk’le birlikte “Flamenko”lar söylerken tanıdık. Daha sonra yollarını ayırdılar. Uzun yıllar bir araya gelmediler.
10 yıl sonra Şeffaf Oda’da yeni bir
şarkıyla yeniden karşınızdalar...
Şeffaf Oda’da Öykü’den bir de Flamenko dans sürprizi var. Berk çalıyor, söylüyor,
Öykü dans ediyor.
İlber Hoca da keyifle onları izliyor.
Üzerine “müzik tarihi” sohbeti yapıyoruz. Osmanlı’da hangi sultanlar müzikle ilgileniyordu, İlber Ortaylı
tatlı tatlı anlatıyor.
Şeffaf Oda’da keyifli, müzikli bir saat yaşanıyor.
BİTKİSEL kozmetik devi Yves Rocher Vakfı-Institut de France’ın dünyada
16 yıldır Toprağın Kadınları yarışmaları düzenliyor. Türkiye’de ise ikinci kez gerçekleştirdiği “Toprağın Kadınları” yarışmasının ödül töreni, Fransa Sarayı’nda yapıldı. “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” bağlamında davet sahipleri Fransa İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter ve Yves Rocher Vakfı Başkanı Claude Fromageot’ydu.
“Emek veren kadınları desteklemek ve seslerini büyük kitlelere duyurmak” amaçlı proje kapsamında bugüne kadar “50 ülkeden 350 kadın doğaya, topluma, eğitime katkı veren projeleri” için ödüllendirildi. Toplam 1 milyon 800 bin euro ödül dağıtıldı.
Türkiye kazananları ise bu yıl Margarita Dimitrova, Nardane Kuşçu ve Hasibe Akın...
Yves Rocher Türkiye ekibinden
Niran Hürel’in organizasyon sorumlusu olduğu gece keyifliydi.
KUĞU GÖLÜ’NDE ARINMAK
BÜTÜN hafta siyasetin “kurşun gibi ağır” havasını soluduktan sonra cuma
gecesi tertemiz göl sularındaydım.
Sapanca’ya falan uzandım sanılmasın.
“Kuğu Gölü Balesi”ndeydim.
Çaykovski’nin müziği ve St. Petersburg
bale topluluğunun büyüsü...
..................
ÖYKÜSÜ de çekicidir.
Prens gece dolaşırken süzülen
kuğu sürüsünün güzelliğine kapılır.
Onları, yakındaki bir göle kadar izler.
Ansızın kuğular “genç kızlara” dönüşür.
Kuğuların prensesi kötü kalpli büyücünün “onları birer kuğuya dönüştürdüğünü, bu lanetin ömür boyu süreceğini” söyler.
Sadece “bir prensin ona âşık olması” halinde büyü bozulacaktır.
Prens ona âşık olur. Ama bu arada büyücü büyük bir hile de yapar. Ve prensle sabaha kadar dövüşen büyücü sonunda ölür.
Büyü bozulur. Mutlu son...
***
Şair Aragon “Mutlu aşk yoktur” demişti ama öyle de bir vardır ki, hem de nasıl tatlı...
...................
BALEYİ izlerken zaman aktı gitti.
Bugün “Uyuyan Güzel” gösterisi.
TİM’de küresel ünlü topluluklarla sanat şölenleri sunan, sektörün duayeni sevgili Türker İnanoğlu’na teşekkürler...