YARIN sandıklara hür irademizle oylarımızı kullanacağız.
Hiçbir baskı olmaksızın bu yurttaşlık görevini yerine getirirken “gizli oy” kuralı geçerli olacak.
Buna karşılık “tasnif” yani sandıkların açılıp oyların sayılması “açık” olacak.
Demokrasinin temel kurallarından biridir “gizli oy, açık tasnif...”
Türkiye’de bunun tam tersinin uygulandığı seçim de yaşanmıştır.
1946 Genel Seçimlerinde vatandaş hangi partiye oy verdiğini göstererek sandığa atmak zorundaydı.
Sandıklar açıldıktan sonra oyların sayımı ise “gizli” yapılmıştı.
Demokrasi tarihimizin karanlık bir takvim yaprağıdır 1946 seçimleri.
Bugün ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu dahil hiç kimse “oyların sayımı ve tasnifi için kuşku duymuyor.”
......................
Dünyada bilinen 236 ülke var.
BM tarafından tanınan ülke sayısı ise 193...
Ancak BM bunlardan 192’sini egemen olarak kabul ediyor. Ve...
Bu 192 içinde hiç de az sayıda olmayan diktatörlükler, şeyhlikler, krallıklar, göstermelik cumhuriyetler yer almakta.
Bunlardan bazılarında seçimler yapılsa bile her şey kontrol altında.
Seçimlere katılacak partiler, adaylar ön elemeden geçiyor, ancak icazet alabilenler için oy kullanılıyor.
........................
Demokrasilerin de bir skalası var.
Örneğin...
“En gelişmiş, ileri demokrasiler” ilk 20’de...
Norveç, İsveç, Finlandiya, İsviçre, Danimarka, Hollanda, Almanya, Yeni Zelanda, Avusturya, Belçika, İrlanda, Avusturalya, Kanada, İngiltere, ABD, Fransa, İspanya, Portekiz, Slovenya, Japonya...
Bakın...
AB’nin 3 lokomotif ülkesinden biri olan İtalya bile bu ilk 20’de yok.
Türkiye’de öyle.
Ama...
İlk 20’de olmamakla beraber “demokrasiyle yönetilen ülkeler ligindeyiz.
Bu önemli bir statüdür.
Değerini bilmeli ve Türkiye’nin ileri demokrasilerden oluşan ilk 20 arasına girmesi için özen ve çaba göstermeliyiz.
..........................
Öte yandan Türkiye’nin dünya demokrasilerinde ilk sıralarda yer aldığı çok önemli bir özelliği de var.
Türkiye dünya demokrasilerinde seçime katılımın en yüksek olduğu ülkeler arasında.
Bu da milli iradenin sandıklara en geniş şekilde yansıdığı, seçilenlerin en geniş tabanı temsil ettiği bir durumdur.
Son iki seçimde siyasi partilerin yaptıkları ittifaklar nedeniyle oyların karşılığını yüksek oranda bulduğu ittifaklar yoluyla -neredeyse- tam temsil sağlandığı söylenebilir.
..........................
Yarın sandıklara gidecek seçmen de “oyunun boşa gitmeyeceği” bilincindedir.
Bu açıdan bakarak katılımın yüksek olması gerekir.
Ayrıca...
Türkiye seçmeni politikayla ilgilidir.
Hatta politikayı sever. Yani... Neredeyse yarısının sandığa gitmediği, buna gerek görmediği ABD’li seçmen gibi “apolitik” değildir.
Türkiye’deki seçimlerin bir diğer özelliği de adeta iktidarlar için “referandum” algısını üretmeleridir.
Öyle değil ama bu psikoloji de katılımı yükselten etkenlerden biri.
..........................
Hür irademizle oylarımızı kullanacak ve yöneticilerimizi seçecek olmanın mutluluğunu yaşayarak yarın sandıklara gidelim.
Sonuçlar ne olursa olsun bu topraklarda kardeşçe yaşamamız gerektiğinin bilinciyle bir kez daha demokratik olgunluğumuzu vurgulayalım.