Yarın “Pazar Kahvesi” sayfam olduğuna göre bu 2018’in son siyasi yazısı...
Ve Suriye ile devam...
“Menbiç” konusu artık noktalanmak üzere.
“Suriye rejim güçlerinin Menbiç’e girdiği” yolundaki haberler “meteoroloji balonuymuş.”
Menbiç’teki PKK /YPG’lilerden birkaçı “Suriye rejim güçlerinin üniformalarını giymişler, Suriye bayrağı açmışlar.”
Anlaşılan, Türkiye’nin “fren yapıp yapmayacağını test etmişler.”
Ancak...
ÖSO konvoyları Menbiç’e doğru hareketlenmiş bulunuyor.
TSK da yoğun destek halinde.
Öyle görünüyor ki...
Bir sürpriz olmazsa, ABD çekilecek, PKK/YPG da Fırat’ın doğusuna geçecek.
Yani...
Daha önceki operasyonun bir tekrarı...
Rusya’ya giden Türkiye heyeti hem bunun altını çizerek Moskova’dan “Esad’ın PKK/YPG yanında bir oyunun içinde olmaması gerektiğini” tekrarlayacak hem de Fırat’ın doğusunda yeni bir oldubittiyi engellemek için çaba gösterecek.
........................
Burada “ABD ile Rusya arasında dengeyi sürdürebilmek” çok önemli.
Hassas terazide biri ya da diğeri lehine ağırlık, oya gibi işlenerek elde edilen sonuçları etkileyebilir.
Rusya ya da ABD’nin tepki göstermemesi için her adım mayınlı arazide yürürcesine hesaplı atılmalı.
Türkiye ile ABD arasında buzlar eridiğinde, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın “Fırat’ın doğusu Suriye rejim güçlerine verilmeli” söylemi sadece bir temenni değil.
Türkiye’ye bir “mesaj” aynı zamanda.
Gerçek şu ki...
Türkiye’nin Suriye politikası Rusya ya da ABD’den sadece biriyle beraber yürüyerek sürdürülemez.
Her ikisiyle de dengelenmiş olmalı.
Birine “gereği kadar yakınlaşma” olduğunda, diğerine ancak “yeteri kadar uzak” kalınabilir.
Bu “gereği” ve “yeteri” ölçütleri bir parmak azalır ya da çoğalırsa, Türkiye’ye “sorunlarla karşılaşma olasılığı” bir şekilde hissettirilebilir.
Misal...
Yukarıda belirttiğim Rusya Dışişleri’nin açıklaması.
O söylemin arkasında “PKK /PYD’nin gevşek ve suyuna tirit de olsa yerel yönetiminin kabul edildiği şartlarda Fırat’ın doğusunun Suriye rejim güçlerine bırakılabileceğidir.”
...........................
Suriye’de savaşın noktalanıp masa başında çözümün çok yakın olduğu şu süreçte artık bütün bunlar çok önemli.
Cenevre’de yeni Suriye anayasası, devlet şekli, vs konuşulurken, Fırat’ın doğusunda “teyel dikişle bile olsa bir PKK /PYD yerel yönetiminin Suriye rejim gücü bayrağı altında yer alması” de facto durum avantajı sağlar.
Bütün bu nedenlerle, Türkiye “Rusya’ya S-400 füze savunma sistemleri, nükleer enerji santrali ve stratejik dostluk, liderler arası güven” kazanımlarından tek adım geri atmayacağını inandırıcı yöntemlerle vurgulayarak ABD politikasını sürdürmelidir.
Yani...
Kuzey Suriye’den çıkarken bıraktığı yerleri koordineli olarak öncelikle Türkiye’ye vermesi, PKK /YPG’nin alandan çekilerek Suriye’nin güneyine çekilmesi.