Suriye’de DAEŞ tükeniş noktasına dayandı.
Öyle görünüyor ki o coğrafyadaki aktörler son hamlelerini de yapacaklar ve çözüm masasına oturulacak.
Burada Türkiye’nin odaklandığı öncelikli konu, güney sınırımız boyunca uzanan “PYD / PKK koridorunun geleceğidir.”
....................
Suriye’de 8 yıldır süren ve sonuna varıldığı düşünülen kanlı çatışmalara “vekâlet savaşları” adı verildi.
Büyük aktörler kendi silahlı güçleriyle savaşa girmediler, iplerini ellerinde tuttukları grupları, örgütleri, mezhep birliklerini sahaya sürdüler.
Birbirlerine kırdırdılar.
Masaya ise artık “vekiller” değil, onların iplerini ellerinde tutan büyük aktörler oturacak.
ABD, Rusya, İran...
Jeopolitik konumu gereği birinci derecede ilgili ve sahada da olan Türkiye...
.....................
Masada yer almayacak olmakla beraber, Suriye’nin haritası çizilirken “gri aktör İsrail” ağırlığı her aşamada hissedilecektir.
İsrail kendini güvenceye alacak haritalardan yana ABD üzerinden etkili olacaktır.
İsrail için “güvence” nedir?
....................
İsrail’in kurulduğu 1948 ve izleyen yıllara kadar uzanmak gerek.
İsrail’in ilk Başbakanı David Ben Gurion ve İsrail’in kurucularından dördüncü Başbakanı Golda Meir bir “kalıcı güvenlik belgesi” hazırlamışlardı.
Bu belgeye göre “İsrail komşuları Arap ülkelerinin etrafını Arap olmayan dost devletlerle çevirmeliydi.”
Bunlardan biri “Şah döneminin İran’ıydı.”
İran’la çok sıkı ve çok yönlü ilişki ağları oluşmuştu. Şah üzerinde ağırlığı olan ABD de bu oluşumda etkiliydi.
Diğer ülke “Türkiye’ydi.”
İsrail’i devlet olarak tanıyan ilk ülke Türkiye’ydi ve bu ümit verici bir başlangıçtı.
DP (Demokrat Parti) iktidarı yıllarında ilişkiler çok daha güçlendirildi.
TRT 1’de Pelin Çift’in programında konuya hakim bir profesör, Bayar-Menderes-Zorlu DP iktidarıyla derinleştirilen bu ilişkiye şöyle bir anekdotla örnek verdi:
1950’li yıllarda Golda Meir ve Ben Gurion -çok gizli- olarak Ankara’ya gelirler. Menderes-Zorlu ile derinliği olan bir görüşme yaparlar.
Ben Gurion anılarını yansıttığı kitabında “Geldiğimizden de gittiğimizden de kimsenin haberi olmadı. O kadar gizli bir görüşmeydi ki, bazı hizmetleri büyükelçiler yaptı” diye yazar.
İsrail Kuzey Irak Kürtleriyle de sıkı bağlar kurmuştu.
O coğrafyadaki -Babil’e sürülmüş ve yüz yıllarca kalmış- Museviler, İsrail’e dönüp yerleştikten sonra, Kürtlerle İsrail’in ilişkilerini sıkılaştırmak ve derinleştirmek işlevini yürüttüler.
.....................
Golda Meir ve Ben Gurion’un “güvenlik belgesi” temel fikir olarak hâlâ yürürlükte.
Yani...
“Komşu Arap ülkelerini, Arap olmayan ülkelerle çevirmek ya da omuzlarına çökmelerini sağlamak...”
İsrail için artık ne Türkiye ne İran, eski Türkiye ve İran değil.
Bu durumda...
“Güvenlik belgesi” gereği Suriye’nin omuzunda “PYD / PKK Kürt koridoru, Arap Irak’ın omuzunda da Barzani’nin bağımsız Kürdistan’ı.”
Bu iki “Arap olmayan dost” aynı zamanda “İsrail’i yok etmek odaklı” İran’la da arasında bir “tampon” ya da “dalgakıran...”
Masaya kartlar ilk elde böyle dağıtılacak.