Şeffaf Oda’da konuklarım; “Hep Beraber Deliriyoruz” şarkısıyla Gökçe ve “Kalbin Temizse Hikâyen Mutlu Biter” adlı ikinci kitabıyla Hakan Mengüç.
İkisinin bir arada konuk olması tesadüf değil. İkisi de bir yolculuğa çıkmış, yaşam tarzı belirlemiş. Gökçe Marmaris’e köy hayatına, Hakan sufi dünyasına göç etmiş. Gökçe bateri çalıyor, Hakan ney üflüyor...
......................
Babası ona gitarıyla eşlik ediyor.
Ünsal Dinçer aynı zamanda Candan Erçetin’in de gitaristi.
Programa Gökçe’nin son single parçası “Hep Beraber Deliriyoruz” ile başlıyoruz. 80’li yılların çok sevilen “Deli Deli”si ile birleştirerek oluşturmuş bu şarkısını. Gökçe’nin ilk çıkış şarkısı “Tuttu Fırlattı” da eğlenceliydi.
Onun şarkıları hep hareketli.
Gökçe yerinde duramayan, enerjik ve deli dolu.
Müziğe küçük yaşlarda bateri çalarak başlamış. Vazgeçilmez enstrümanı bateri. Hatta bateri çalacağı yeni projesi de yolda... Müjdat Gezen’le müzikal
için görüşüyormuş.
.....................
Hakan Mengüç, “Ben Ney”im adlı ilk kitabında insanın içsel yolculuğunu ve Ney ile ilişkisini anlatmıştı.
Ney’in yapılış sürecini sufi felsefesiyle Şeffaf Oda’da yansıtıyor.
Hakan 15 yaşında gittiği sufi dergâhında Ney’e âşık olmuş. “Bir enstrümanı çalabilmek için ona âşık olmanız gerekir” diyor. Şeffaf Oda’da Sezen’in “Vazgeçtim”ini ve Âşık Veysel’in“Uzun İnce Bir Yoldayım”ını dinliyoruz Hakan’dan...
Bu parçaların felsefelerini de anlatıyor. Kitabında ders niteliğinde hikâyeler yer alıyor.
Şeffaf Oda’da birkaçını paylaşıyor. Hakan, Girne Amerikan Üniversitesi Sufi Akademisi Başkanı.
O iyi bir anlatıcı. Eğitimler, seminerler veriyor.
GECCE'NİN 18. VE KENAN’IN 40. YILI
18. “GECCE” Mekan Ödülleri daveti haftanın başında pazartesi Swissotel Bosphorus’taydı.
Not defterimden satırlar...
...................
- O gece Beşiktaş-Fenerbahçe
derbisi vardı.
Buna rağmen salon doluydu.
- Genel ekonomi nedeniyle davetler ya iptal ediliyor ya da tasarruflu düzenleniyor.
Gecce’nin daveti ise gerçekten görkemliydi.
Genellikle erkekler smokinli, kadınlar uzun etekli giysiler içindeydi.
“Markalar” kategorisinde mekân sahiplerine ödüllerini -Gecce Jüri Üyesi olarak- benim vermem programlanmış.
Sahnede “Hollywood davetleri gibi” dedim.
Gerçekten ödül törenlerine daha fazla özen göstermek gerekiyor.
Uluslararası iddiası olan festival gecelerine bile kot pantolonla, spor pabuçlarla gelmek ve sahneye çıkıp ödül almak küresel geleneklerde yok.
Ayrıca...
Swissotel Bosphorus’un ilk
Türk Genel Müdürü Uğur Talayhan da
Gecce Jüri Üyesi’dir.
O ve otelin ilk Türk Mutfak Şefi Ali Ronay dekordan hizmet kalitesine, lezzetlere kadar böyle bir gecenin gerektirdiği üst düzey kaliteyi yansıttılar.
- Gecenin sahne gösterileri de hoştu.
Beyazıt Öztürk açılışı yaptı.
Berkay sahne aldı. Alkışlandı.
Yurt dışından gelen dansçılarla
sahneye çıkan Lou Bega, masalar arasında da dolaşarak salonda pozitif enerji
dalgasını yükseltti.
- Çok sayıda ünlü sanatçı da oradaydı.
- İleri saatlere kalamadım ama
otelin Gabbro salonundaki
“after party” de keyifliymiş...
40 YIL
mesleğin ilk basamağı olan muhabirlikten başlayarak tırmanan Kenan Erçetingöz GECCE’nin kurucusu. GECCE Türkiye’de yeme-içme-eğlence sektörünün öncüsü ve referansı...
Her yıl yaz ve kış iki referans kitapçıkla sektör için mekân değerlendirmeleri sunuyor.
Onlar arasından jüri seçim yapıyor ve düzenlenen davette ödüller veriliyor.
Pazartesi 18. ödül gecesiydi.
Bir de sürpriz...
Eşi Gül’ün öncülüğünde Kenan’a meslekte 40. yılı bağlamında ödül verildi.
Kenan için daha da duygu yüklü bir geceydi. Aramızdan patronlar çıkması hoşuma gidiyor.
Örneğin...
Magazin alanında köşe yazarı Tayfun Topal da o gece ödül alanlar arasındaydı.
İstanbul’un ve Bodrum’un en iyileri arasında 22 mekânı var.
Güzel şeyleri yansıtmak da güzel.
BATMAN GÜNEŞİ
AHMET Güneştekin Sanat Merkezi bir tarafı Tepebaşı’nın “Art Nouveau” binalarına, diğer tarafı Haliç’in sularına, ışıl ışıl tarihi yarımadaya bakan, çok katlı, çok amaçlı keyif verici büyük mekânlardan oluşur.
En üst katta şömineli salonda dostlarını ağırlar.
Alt katlarda Ahmet Güneştekin’in tabloları sergilenir.
En alt katta ise resimlerini yaptığı geniş stüdyosu ve sadece çok özel/yakın dostlarına açık mutfağı.
.......................
Batman’dan, yoksul bir ailenin beşinci çocuğu... Resim yapmaya ilkokulda başlamış.
Anadolu’yu karış karış dolaşan belgeseller yaparken not aldığı efsaneleri de tuvallere yansıtmış.
Özgün üslubuyla dünyanın da dikkatini çekmiş.
Başta Marlborough olmak üzere dünyanın en seçkin 6 galerisiyle çalışıyor.
..................
Çarşamba gecesi şömineli salonda bir grup konuğuna daveti vardı. Bir süre önce gittiği İskoçya’dan izlenimlerini
yansıtan “İskoçya’nın
85 Aroması - Chivas Kardeşler” tablosu bağlamında düzenlenen bir geceydi. Chivas kardeşlerin tesislerinde, çok lezzetli somon balıklarının çıktığı nehrin kenarında, İskoçya yaylalarında çekilmiş videolardan bir kolajı da izledik.
.......................
Ahmet Güneştekin iki hafta önce dostlarını Batman’a davet etmişti.
Kendi adını taşıyan “Batman Belediyesi Ahmet Güneştekin Kültür ve Sanat Merkezi”nde onun sanat yaşamını anlatan belgesel film “Işığın Mitolojisi” gösterildi.
Sonradan artık çok yakında sular altında kalacak antik kent Hasankeyf’e geçildi.
.......................
Ahmet Güneştekin, doğduğu yer Batman’da büyük bir “müze projesini” gerçekleştirmek yolunda.
100 dönüm arazi üzerinde Emre Arolat’ın mimari projesine imza atacağı “Ahmet Güneştekin Müzesi...”
Orada kendi kalıcı eserleri sergilenecek.
Ayrıca...
Başka sanatçıların ve genç yeteneklerin de eserlerinin yer alacağı salonlar ve atölyeler.
Bölge doğal dokusuna uygun bahçe düzeni içinde dev heykeller arasından yürünerek müzelere geçilecek.
........................
Bayburt’ta Hüsamettin Koçan Baksı Müzesi’yle Anadolu’da ilk ışığı yakmıştı.
Ahmet Güneştekin bu çok daha büyük müzeyle Güneydoğu’da bölgeyi aydınlatacak büyük bir sanat ateşi yakıyor.