Atatürk “Benim doğum günüm 19 Mayıs” demişti. Bu bağlamda 100. doğum gününü de yürekten kutladık.
Galatasaray’ın şampiyonluğuyla da bir bayram daha...
Çok güzel bir gün ve geceydi.
.....................
Bu şampiyonlukta hiç tartışmasız imza “Fatih Terim”dir.
Galatasaray, Başakşehir’in 8 puan gerisine düştüğü hafta bile “inançlıydı.”
“8 değil, 18 puan geride olsak bile şampiyon olabiliriz.”
Buna inanıyordu.
Ve...
Oyuncularına da bu inancı yansıtabildi.
Sadece oyuncularına değil, taraftara da...
Tribünler hep doluydu.
12. oyuncuda, aradaki puan farkı gıdım gıdım azaldıkça, şampiyonluk ufukta belirip yakınlaştıkça coşku daha da arttı.
....................
Fatih Terim “motivasyon gurusudur.”
“Bu tanımı Fatih Hoca sevmez” yorumları yapılır.
Doğru değil.
Fatih Terim “başarısının, sadece, oyuncularını motive etmek” yani “bu kadar dar bir açıya almak” haksızlığına karşıdır.
Bunda da haklıdır.
Çünkü...
Hocalığının çok geniş parantezi içinde “motivasyon” diğer özelliklerinin yanı sıra bir unsurdur.
Oyuncuyu tanımak, yeteneği hissetmek, şans vermek, takıma monte etmek, farklı mevkilerde oynatabilmek, maç öncesi karşı takımı ve hocasını çok iyi etüt etmek, strateji ve taktik saptamak, çalışılmış gol pozisyonlarına hazırlamak, oyunu iyi okumak, zamanında müdahale edip değişiklik yapmak, oyunun akışında taktik değişiklikler, hücum oyuncularına oynak mevki uygulamalarıyla savunmaları şaşırtmak...
Daha bir dizi futbol satrancı hamleleri...
Misal...
Savunma oyuncusunu hücumda oynatmak gibi çözüm üretimini hatırlayın.
......................
“Motivasyon” için de bir paragraf...
Türk futbolcusunun psikolojisini hiç kuşkusuz en iyi bilen hocadır.
Avrupa şampiyonluk kupasını kaldıran Galatasaray’da çoğunluk bizim örf ve âdetimizle yetişmiş, “Galatasaray-lılık ruhu” iliklerine işlemiş bizim çocuklardı.
Ama...
Artık öyle değil...
Galatasaray bazen 11’i de “yabancı” oyuncuyla sahaya çıkmakta.
Onları motive etmek hiç kolay değil.
Hele “Galatasaraylılık ruhunu” hissettirmek.
Fatih Terim bu yeni koşullarda da aynı ustalığı gösterdi.
Örnek mi?
Ligin birinci yarısındaki Belhanda ve Feghouli’yi hatırlayın.
Sahada nasıl da etkisizdiler.
“Bu ikisi orta sınıf topçular. Fatih Hoca bırak bu ısrarı. İkisi de satılmalı” yorumları yaygındı spor medyasında.
Sonra ne oldu, gördük.
Galatasaray’ın şampiyonluğa tırmanışında ikinci yarının önemli adamlarına dönüştüler.
Maç kurtaran kramponlar oldular.
Feghouli’nin pazar gecesi attığı şık gol estetik gösteri olmanın ötesinde şampiyonluk kilidini açan “altın anahtar” oldu.
........................
Fatih Terim ile Galatasaray ayrı düşünülemeyecek bir bütündür.
“Duyguların” ötesinde Galatasaray’a kazandırdığı şampiyonluklar, kupalarla şeref defterinde nice sayfaların altındaki imzadır.
Galatasaray’a Türkiye’nin en fazla seyirciye sahip kulübü olmak katkısını kim yadsıyabilir?
Ve...
Sağladığı mali kaynakları da yazın bir kenara...
Bu 2018-2019 sezonunda Galatasaray 1 milyar lirayı aşan gelir sağlamıştır.
Sadece şu kupanın getirdiği imkân Avrupa Şampiyon Kulüpler platformuna girmek ve 35 milyon euro’dur.
Fatih Terim’i, oyuncularını, yönetimi (özellikle Abdürrahim Albayrak), taraftarı, camiamızı yürekten kutluyorum.