Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ŞEFFAF Oda’da bu hafta iki “fark yaratan kadın”; Azra Kohen ve Özge Doğru.

Azra Kohen Fi, Çi, Pi üçlemeleriyle Forbes ve D&R’a göre 2015’te en çok satan yazar... Yenilerde raflara çıkan “Aeden” adlı kitabı da listelerin ilk sırasında...

Kitabının birinci kadınını tanımladığı gibi “duru Venüs güzelliğinin” yanı sıra Azra, yaşam enerjisini bütün renkleriyle yansıtan ışıklı bir kişilik.

Fark yaratan iki kadın

Fi, Çi, Pi üçlemesinin dizisi yakında internette.

Azra bu konuda da farkını ortaya koyuyor. Türkiye’de ilk internet dizisi, “3 bölüm üst üste...” Ve en önemlisi senaryoda, castta, hatta müziklerde Azra’nın dokunuşları var.

Haberin Devamı

Azra Kohen’in öğrenciliği hiç bitmiyor. İstanbul Üniversitesi Radyo TV, ardından Ottawa Üniversitesi 3. Dünya Ülkelerine Yardım Ekonomisi Bölümü mezunu. Liverpool Üniversitesi’nde Davranış Bilimleri üzerine uzmanlık eğitimi aldı. Şimdi de doktora yapıyor.

Azra “Bu dünyaya öğrenmek için geldik” diyor.

Azra dünyanın saygın üniversitelerinden doktora ve master tezlerine ulaşabilen “Laureate Kütüphanesi” üyesi.

Her sabah 7 ile 10 arasında küresel değerde bilimsel makaleler okuyor.

Son kitabı Aeden, cennet demek. Fantastik bir gezegen... Aeden’in “güneşi mor”, karakterlerden Numi incecik bir kız olmasına rağmen 350, Sonje 400 kilo. Ama hepsinin bilimle örtüşen açıklamaları var.

Aeden için Amerika’dan film teklifi gelmiş.

Yolu yurt dışında da açık olsun...

..................

BİR fark yaratan kadın daha...

Özge Doğru.

Özge, “dünyada kanunu ayakta çalan” tek kadın sanatçı. Kanun çalmak zor, çalarken söylemek daha da zor.

Özge Doğru İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı mezunu. Hem de ortaokulda başlamış konservatuvara...

Şişli Belediyesi’nde kendi adını taşıyan korosu var.

Şimdi de “Doğan Müzik”ten bir

“pop albümü” çıkardı.

Adı: “Mutlu Son.”

GANDALF İSTANBUL’DA

Fark yaratan iki kadın

36. İstanbul Film Festivali (İFF) yaklaşıyor.

Festivalin “Altın Lale Ulusal Yarışması” sunumu için sponsor Tuborg bir davet düzenledi.

Kuruçeşme Toi’deki yemekte Tuborg’un çeşitlerine göre oluşturulan bir menüden tadımlar yaptık.

Şef İsmet Saz gene döktürmüştü.

Haberin Devamı

....................

İSTANBUL Film Festivali’nin geleneksel sponsoru AKBANK ne yazık ki bu yıl yok. (Sadece kendi grubunun özgün etkinliklerini destekleme kararı almış.)

Nejat Eczacıbaşı’nın kurduğu ve sürdürdüğü İFF’de bayrağı Şakir Eczacıbaşı devralmıştı. Şimdi de Bülent Eczacıbaşı...

Türkiye’de sanat etkinliklerinin yüz akı İFF’yi büyük holdingler “genel sponsor” olarak desteklemeli.

AKBANK ya da diğer büyükler...

Kalitenin ve uluslararası alanda edindiği seçkin yerin korunması, çıtanın daha da yükseltilmesi için onlara ihtiyaç var.

...................

İFF bu yıl yarışmanın farklı alanlarında sponsorlardan yararlanıyor.

Tuborg da yeni Türkiye sineması, ulusal belgesel ve ulusal kısa film yarışmalarını destekliyor.

Jüri, 40’ı aşkın yapıt arasından 3 kategoride seçimlerini yapacak.

..................

BU yıl festivalin onur konuğu “Richard III. Gods and Monsters, Yüzüklerin Efendisi Serisi” ve “X-Men” filmlerindeki rolleriyle hafızalara kazınan “Sir” unvanlı “Ian McKellen” olacak.

Haberin Devamı

Ian McKellen “Richard III”ün Beyoğlu Atlas ve Kadıköy’de Rexx’teki gösterimlerinde sinemaseverlerle buluşacak.

7 Nisan Cuma günü ise Boğaziçi Üniversitesi’ndeki festival sohbetinde hayranlarıyla bir araya gelecek.

Manşet Yalısının Kızı

MESLEKTAŞIMIZ Çetin Emeç “basın şehididir.”

Fark yaratan iki kadın

Evinden çıkıp otomobiline henüz binmişti ki lanet olası bir suikastla yaşamını yitirmişti.

Katil, silahının şarjöründeki son mermileri de Çetin’in şoförüne boşaltmıştı.

İkisini de sevgiyle anıyoruz.

...................

Fark yaratan iki kadın
ÇETİN Emeç’le delikanlılık yıllarından arkadaşız.

Suadiye’deydik. Ortak arkadaşımız Erdoğan tanıştırmıştı.

Sonra da sık sık üçümüz vakit geçirdik. Suadiye iskelesinin yanındaki aile yalısı görkemliydi.

Son Posta gazetesinin sahibi ve milletvekili “Selim Ragıp Emeç’in oğluydu.”

Kardeşi merhum Aydın benim yaşımdaydı ama ben hep kendimden büyüklerle arkadaşlık yaptığım için Çetin’le daha yakındık.

Kız kardeşi Leyla o kadar küçüktü ki neredeyse hatırlamıyorum.

..................

ÇETİN o yıllarda çok az deniz motorundan birinin sahibiydi. Öyle, bugünlerin tekneleriyle kıyaslanamaz. 7-8 metre uzunluğunda, kıçtan takma motorluydu.

Denize çıkardık.

Bir başka motorla rastlaştığımızda hemen yarışa girerdi.

Biz üç kişi, yarıştığı teknede ise bir kişi olunca elbette geride kalırdık ama Çetin bir türlü bunu içine sindiremezdi.

Dalgaları, rüzgârı, akıntıyı harmanlayıp zekâsıyla yarışı kazanmaya çalışırdı.

Aradan yıllar geçti.

Farklı gazetelerde ikimiz de genel yayın yönetmeniydik artık.

Delikanlılık çağımdaki “kazanma hırsı” aynen sürüyordu.

.................

PERŞEMBE akşamı “Emeçler için yazılmış kitap bağlamında bir sergideydim.”

Kitabın adı “Manşet Yalısının Kızı-Babıali’den medyaya Emeç ailesinin asırlık hikâyesi...”

Çetin ve Aydın’ın kız kardeşi -gazeteci- Leyla (Tavşanoğlu) anlatmış, Esra Tüzün yazmış.

Anlatımıyla, üslubuyla Emeçlerin yaşamı üzerinden bir tarih yansıtılıyor.

Sergide Emeçlerin yazı makineleri, aile fotoğrafları, mesleki yaşamlarından görüntüler zaman da yolculuk yaptırıyor.