Almanya Şansölyesi Merkel’in “İncirlik üssüne alternatif arayışından” söz etmesi ve “Ürdün olabilir” demesi önemlidir.
“Özünü” daha sonraki satırlarda yazacağım.
Ama...
“Özü” kadar, hatta -belki- daha da önemlisi Merkel’in bu söylem için “zamanlamasıdır.”
Tam Beyaz Saray’da “Trump-Erdoğan görüşmesi öncesinde” yaptığı bu açıklama bir “uyarı” mı?
Yani...
“Beyaz Saray’daki görüşmenizde masaya İncirlik kartını sürmeyin... İncirlik kapanırsa alternatifi düşünüldü. Ürdün olabilir!..”
....................
Bir süredir “ABD’nin Suriye Kürtlerini silahlandırması, onları alandaki kendi kara gücü gibi kullanması sürerse, Türkiye’nin karşı yaptırımları” konuşulmakta.
En çok vurgulanan ise “İncirlik üssünün Türkiye tarafından kapatılması ihtimali...”
Daha önce Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ABD’nin, TSK’ya koyduğu silah ambargosunu kaldırmaması nedeniyle dönemin Başbakanı Süleyman Demirel İncirlik üssünü Amerikalılara kapatmış değil miydi?
Sadece İncirlik değil, ABD’nin Türkiye’deki diğer üslerini de... (Merhum Demirel’in “ABD’nin Türkiye’de üs değil tesisleri vardır” sözünü hatırlamakta yarar var)
O zaman “ABD’nin TSK’ya silah ambargosu” sebepti.
Şimdi de “ABD’nin PKK’nın isim değiştirmişi olan SDG’yi ağır silahlarla donatması...”
Tarihin istenmeyen ama zorunlu tekrarı mı?
İncirlik üssü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray’da “ABD için caydırıcılığı ve ağırlığı” olan kartı değerlendirmeleri Washington’a ve diğer Batı bloku başkentlerine -elbette- Berlin’e de ulaşmış, kulaklara “kar suyu kaçırmış” olmalı.
Yoksa...
Merkel üzerinden “İncirlik’e alternatif Ürdün” mesajını vererek ABD “önalmak” hatta daha ötesi “önkesmek” mi istedi?
....................
Trump’ın böyle bir hamlesine daha birkaç gün önce tanık olduk.
Beyaz Saray’da Erdoğan’la görüşmesinin öncesinde “SDG’ye ağır silahlar verilmesi kararına” da imza atmadı mı?
Bu konunun konuşulmasına “Pratikte sonuç vermez” mesajını peşinen yüklemek değil miydi bu?
....................
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz Saray buluşması öncesinde hazırlanan böyle bir “karşılama programının” elbette bilincinde.
O da “İncirlik üssü kartıyla yetinmeyeceğini” gösterircesine “elini yükseltti...”
“Başkan Trump’la yapacağımız konuşma, virgül değil nokta olacak. Türkiye-ABD ilişkilerinde milat oluşturacak” dedi.
“Ya herro ya merro” restini çekerek “oyunu büyüttü.”
....................
Şu manzarada Türkiye-ABD ilişkileri “kritik eşikte.”
2 ülkenin 1 numaraları arasında ortak tarihlerinin “en duyarlı, en dramatik” zirvesinin arifesindeyiz.
Dileğimiz -çok daha ağırlıklı olarak- ABD’nin sağduyu tavrıyla karşılıklı “suhulet (yumuşaklık, mülayimlik)” çizgisinde bir görüşmedir.
50 yıllık stratejik ortaklığın ve dostluğun gerektirdiği makul çözümdür.
....................
Bir de ABD iç hukukuna gönderme yapmakta fayda var.
“ABD Başkanı eğer terör örgütü olduğu kanıtlanan bir oluşma silah yardımı yapma kararı alırsa bunu yasamada oylatması gerekir.
Ancak yasamadan onay alınırsa bu yardım yapılabilir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray’da masaya koyacağı “kanıtlar” siyaseten Trump’ı ikna amacı ötesinde ABD iç hukukunu harekete geçirmek için de önemlidir.