Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Dolar ve euro yükseli-şini sürdürüyor. (... Dün akşamüstü yerinde bir müdahale ile aşağı çekildi.)
ABD’nin estirdiği rüzgârlar en çok Arjantin ve Türkiye’yi etkiledi. Arjantin Pezosu yılbaşından bu yana yüzde 40 değer kaybetti.
Türk Lirası da yüzde 20.
Dünyada petrol fiyatlarının yükselişi bunun “artçı” sarsıntıları.
Gerçi iktidar bu yükselişleri enerji fiyatlarına yansıtmamaya çalışıyor ama bir süre sonra, herhalde, 24 Haziran’ın ertesinde zam daha fazla ertelenemez.
TL’nin değer kaybında Fitch gibi uluslararası “değerlendirme” kuruluşlarının Türkiye ekonomisine olumsuz bildirilerinin de rolü var.

Haberin Devamı

...................

Bu ekonomik göstergelerin 24 Haziran seçimlerini AK Parti aleyhine psikolojik ortam oluşturduğu/oluşturacağı söylenebilir mi?
Abdülkadir Selvi’nin dünkü yazısında “araştırmalara göre seçmenin oylarını yönlendiren” nedenlerin başında “ekonomi” geliyor.
Elbette...
Genel ekonominin, ülke düzeyinde makro göstergeleri değil. Yani...
Doların, euro’nun karşısında değer kaybetmesi... Enflasyon oranı... Cari açık...
Bunlar “bilimsel ve teorik” konular.
Seçmenin asıl “ekonomik göstergesi” cebinde hissettiğidir.
Kazandığı paranın “satın alma” gücünün aşınması...
Pazarda, bakkalda, manavda, kasapta yılbaşından önce yaptığı harcamanın, mayıs ayında ne kadar arttığı.
Fiyatlardaki sıçramalar.

.....................

Uzmanlara göre piyasa oyuncuları “dolar ve euro’daki durumu satın almış bulunuyor.”
Ankara’daki karar vericiler de “TL’deki düşüşle bütün mal ve hizmet üretimini etkileyecek enerji fiyatlarında zorunlu artışı erteleyerek, vergi düşürerek esnetmekte....”
Ama...
Piyasanın alt oyuncuları, pazarlama zincirindeki kademeler dövizdeki yükselişin çok daha fazlasını etiketlere yansıtmakta.
Yiyecek başta olmak üzere zamlar yüzde 20’nin üstünde.
Fakat...
1998’in o yüzde 1500 - yüzde 2000 enflasyonu ile toplumdaki büyük tepkileri, iktidarın üç ortağını da seçimde barajı bile aşamayacak hale getiren “oy cezasını” hatırlayın.
Böyle bir durumun olmadığı çok açık.
24 Haziran’a kadar “küresel bazı güçlerin” ve “uluslararası değerlendirme kurumlarının” rüzgârları daha da sert estireceği hissedilmekle beraber seçim sonuçlarında büyük değişim sarsıntıları yapacağı ortam yok.

Haberin Devamı

......................

Ekonomiden sonra demokrasinin kalitesi ve özgürlükler de seçmenin rota göstergesi.
Geride kalan seçimlere göre bu başlığın daha fazla öne çıktığı görülüyor.
Toplum yüksek tansiyon, ağırlaşmış hava istemiyor.
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti kurmaylarının daha ılımlı üslubu bu bakımdan da dikkat çekici.
Yıllardır mahkeme, hapis, ceza, müebbetlikler, gazete manşetlerinde ve TV ekranlarında.
15 Temmuz darbe girişimi ise hâlâ süren bir travma...
Irak, Suriye savaşlarıyla bölgenin hava kirliliği, 2 milyonu aşkın mülteciyle de toplum yoruldu.
Zamanın ruhu “barış, karşılıklı hoşgörü, farklı renklerin kucaklaşması...”
Sadece iktidarın değil, muhalefetin de bu toplum psikolojisini dikkate almasında fayda var.