BUGÜN 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı...
Biz de Şeffaf Oda’da
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyoruz.
ABD First Lady’si Melania Trump’tan “Dünya Cesur Kadın” ödülü alan Atatürkçü Cumhuriyet kadını, köy öğretmeni Saadet Özkan ve Atatürk’ün sevdiği türkülerle
usta sanatçı Soner Olgun
Şeffaf Oda’da...
23 Nisan bağlamında “Atatürk” konseptli Şeffaf Oda, aynı konuklarla “iki hafta/iki bölümle” ekranlarınızda...
....................
İZMİR’in bir köy okulunda küçük kız çocuklarını cinsel istismarcı müdürden kurtaran kahraman Saadet Öğretmen’in hayat hikâyesi ile Atatürk’ün sevdiği türküleri yorumlayan Soner Olgun Şeffaf Oda’da yer alıyor.
Saadet Özkan’ın, ABD Başkanı Trump’ın eşi Melania Trump’tan Uluslararası Cesur Kadın ödülünü alırken, “Neden Trump gibi birinin eşinden ödül almayı kabul ettiniz?” sorusuna verdiği “zekâ” yansıtan yanıt şaşırtıyor.
“Adı gibi mutluluk veren kadın” diye anons edildiğinde hissettikleri...
Rehabilitasyon merkezi kurma hayali... Saadet Öğretmen gözleri dolu dolu anlatıyor, biz de bu idealist öğretmeni alkışlıyoruz.
Saadet Özkan Kişisel Gelişim Uzmanı... “Cinsel istismar mağdurlarına” destek veriyor. Onlara yol gösteriyor.
....................
SONER Olgun, tok sesi, usta yorumlarıyla Atatürk’ün sevdiği türküleri dinlerken duygulanıyoruz.
Olgun’un “Efsane Türküler” albümü yeni çıktı. Hepsi güzel.
Programda da bağlaması elinde, bizi bizden alıp götürüyor...
Soner Olgun türkülerin öykülerini de anlatıyor.
“Bülbülüm Altın Kafeste adlı türküyü Atatürk’ün derlediğine dair rivayetler var” diyor.
“Hukuk” okumuş ve “tiyatro” eğitimi almış.
Müziğe gitarla başlamış, sonra bağlamaya geçmiş.
PERA PALACE’TA SEZAR’A SELAM...Bu sene Pera Palace Hotel’in 125.yılı...
Atatürk, Agatha Christie ve nice ünlülerin kalmış olduğu bu tarihi otelin salonlarında 300 yıllık geçmişi olan, çok tanınmış bir marka Fransız konyaklarının tadımı yapıldı.
Orient Express firması, trenin ilk durağının Paris olması nedeniyle Pera Palas’a Fransa’daki en iyi markalarını taşımıştı.
“Kristal avizeler, kolaksiyon porselenler, ‘marka’ gümüşler, Fransız şampanyaları, şarapları ve konyakları...”
Osmanlılar birçok lüks marka, yiyecek ve içecek ile bu salonlarda tanıştı.
Otelin mimarı, tüm yöneticileri çok uzun süre Fransızlardı.
300 yıllık bir marka olan Fransız konyağıyla 125 yıllık Pera Palas’taki buluşma Fransız köklerinin ötesinde her ikisinin de sahip olduğu değerler...
...................
Gecede sunumu yapılan konyağın tarihçesi projeksiyon görüntüleriyle anlatıldı.
Fransa’nın Grand Champagne ve Petit Champagne bölgelerinin üzümleriyle yapılıyor.
Bu bölgenin zemini “kalker” olduğu için üzümleri fazla suyla şişirmiyor, lezzet yoğunluğu veriyor.
Bu üzümlerden önce “eau de vie” denilen renksiz berrak “hayat suyu” üretiliyor.
Sonra olağanüstü koklama, kokuları analiz etme sentez yapabilme burnuna sahip Chef de Cave’nin (Kav Şefi) talimatına göre çeşitli sürelerde ve ısıda islendirilmiş fıçılarda bekletiliyor.
Bu fıçıların ağaçları bölgedeki “limousine ormanından...”
İlginç değil mi?
“Limousine” günümüzde otomobil sanayiinin bazı lüks türlerinde kullanılan bir isim.
Oysa...
Fransa’da bir bölge ormanının adı.
Bir not daha...
Fransa’nın bu “Champagne” bölgesine ilk asmalar Romalılar tarafından getirilmiş.
O coğrafyadaki Frankları yenerek ele geçirdikleri topraklarda Champagne’nin kalkerli zeminini, şarapçılık için elverişli görmüşler. Asmaları daha o tarihte İtalya’dan getirip dikmişler.
İçtiğimiz Fransız şampanyalarını ve konyaklarını da Sezar’ın ordularına borçluyuz anlaşılan.
YENi NESiL STEAKHOUSE
İstanbul’a bir “yeni nesil Steakhouse-Şehir Kulübü...”
Adı “Scarlet...”
Etiler’de bahçesi ve açılır kapanır barı ile şık bir mekân.
Açılış partisinde canlı müzik eşliğinde mekânın lezzetleri sunuldu. Japon “kobe” ile “kuzu sırtı” benim favorim.
Genç yaşta ustalaşmış Süleyman Dilek “Scarlet” Steakhouse’un kurucu ortağı.
Scarlet “kanın ve ateşin” rengi...
“Scarlet” bir “steakhouse” olmasına karşın “vejetaryenler” için de alternatif menüler sunmakta.
Yani içlerinde et yemeyenlerin olduğu gruplar da da gelebilecek.
Her hafta düzenli DJ performanslarının sunulacağına da işaret ediyorum.
İLAYDA’NIN ÇEYREK YÜZYILI
İSTANBUL Teşvikiye’deki “İlayda Galerisi”nde kuruluşunun 25. yıldönümü bir “karma sergi” açılışıyla kutlandı.
Galerinin sahibi İlayda Babacan aslında 2. nesil...
Galerinin sanat yolculuğu Ankara’da İlayda’nın annesi Sergül Okay’la başlamıştı.
Sonrasında, 17. dönem DSP Kırklareli Milletvekili Şükrü Babacan’ın kızı
İlayda Babacan tarafından İstanbul’a taşındı.
Yıllardır ilginç sergiler için o galeriye gidiyorum.
Türkiye’de bir sanat mekânı çizgisinin oluşması zordur.
Tutarlı devamlılık anlamında çeyrek yüzyıl göreceli de olsa uzun süredir.
Sanatçılarla karşılıklı güvene dayalı birikimler “devamlılığı” sağlamakta önemlidir. Kutluyorum.