Bayramda Antalya’day-dım.
Atatürk ve Antalya havalimanlarında bunca yıldır hiç görmediğim bir yolcu yoğunluğuna tanık oldum.
Ancak...
Ne yazık ki “çok büyük çoğunluğu” bizdendi.
Az sayıda Arap...
Tek tük Avrupalı ve Japon...
...................
Kemer’deki Fransız tatil köyü, Kiriş’teki “uber lüks” bir otel doluydu.
Yabancılar bizimkiler yarı yarıya...
Belek ise ayrı bir segment.
Dünyanın her yerinden golfçüler Belek’i zaten boş bırakmazlar.
....................
Öteden beri var olan kural gene uygulamada...
“Rusların geldiği turistik tesislere Almanlar sırt çeviriyor... Arapların rağbet ettiği tesislere ise Ruslar da, Almanlar da uzak duruyor.”
Avrupalı az sayıda turist “cebinde akrep” dedikleri cinsten.
Para harcamayan, ekonomik sıralamada “C” ya da “D” kategorisindeler.
Tabii büyük zenginler de var ama çok az.
...................
Bu durum “çarşıya” negatif yansımış.
Kemer gibi “giyim” ve “kuyum” dükkânları fazla olan ilçelerde mal sahipleri kiraları hayli düşürmüş.
Lokantaların durumu da parlak değil.
...................
Henüz kapılarını açmamış turistik tesisler olduğunu dinledim.
Bazıları “Personel ücretlerini ödeyebilelim yeter” psikolojisindeler.
...................
Canım, güzelim kıyılar, doğanın coştuğu bu aylarda yıllar boyu görmeye alıştığımız şenliği -ne yazık ki yeterince- bulabilmiş değil.
Bunun başka uzantılarına da işaret edeyim.
Turizmden ekmek yiyen çalışan nüfus zorda.
Turistik tesislere salatalık, yeşillik, domates, peynir, et, tavuk verenlerin pazarı epey daralmış.
...................
Turizm trafiği ve gelir grafiğindeki aşağıya düşüş çizgisi için “nedenler” çok.
Birinci neden elbette “terör...”
Bazı Batı ülkeleri, resmi sitelerinde, seyahate çıkacak olanlara “uyarı” yapıyor, caydırıcı oluyor.
Gerçi Avrupa’nın ve dünyanın bazı tatil yörelerinde de “terör” trajedileri yaşandı, o yüzden, “terör” tek neden olamaz.
Siyasi nedenler de dile getiriliyor.
Turistler Amerika ve Avrupa medyasında yer alan “Türkiye’deki demokrasi” bağlamındaki yayınlardan “olumsuz” etkileniyorlar.
“Fiyatların -göreceli- yüksekliği” de nedenler arasında sayılmakta.
Özellikle Avrupalı turistler rotayı Yunan adalarına çevirmişler.
“Terör” ve “olumsuz siyasi yayınlar” ötesinde Yunan adalarında otel, pansiyon, lokanta fiyatları Türkiye’deklere göre hayli düşük.
Yunanistan, geçmiş yıllarda pazarı Türkiye’ye kaptırmıştı.
Şimdilerde geri alma sürecinde.
Ve tabii...
Sınırlarımızın yanı başındaki savaş halinin bize sıçraması ihtimali, Türkiye’nin Suriye savaşına daha kapsamlı müdahale edeceği söylentileri/söylemleri, Türkiye’ye sığınmış 3 milyonu aşkın Suriyeli içinde başta DAEŞ olmak üzere radikal örgüt mensuplarının bulunduğu ve her an kanlı eylemler yapabilecekleri yolundaki iddiaları da dikkate almak gerek.
Savaş Suriye’de ama bütün olumsuzlukları zehirli bulutlar gibi topraklarımıza sarkmakta.
.....................
Hüzünlendim...
Ama Churchill’in 2. Dünya Savaşı’nda büyük dramlar yaşanırken kendine moral dopingi yaptığı “Bu da geçer” söylemi bana yeşil bir ağacın gölgesi gibi geliyor şu sıcak günlerde.