Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ORTADOĞU haritasında “bilek güreşleri...”
Şöyle ki...
Birincisi...
ABD dirseğini İsrail’e, Rusya Suriye’ye dayamış.
İsrail her yıldızı bir eyaleti temsil eden ABD bayrağında görünmez mürekkeple çizilmiş yıldızdır.
ABD’nin Ortadoğu politikası bu yıldıza göre çizilir.
Rusya ise çarlık Rusya’sı yüzyıllarından bu yana ilk kez “sıcak denizlere inmek hayalini” Suriye’nin Akdeniz sahilinde Deniz Kuvvetleri için limanlar, Suriye topraklarında havaalanları ve üslerle gerçekleştirmiş bulunuyor.
Rusya’nın Suriye’de böylece kalıcı olması, İsrail için “güçlendirilmiş ve süper büyük devletin himayesinde gelişecek” ciddi tehdit algısı oluşturuyor.
Oysa...
Daha önceleri İsrail her defasında Suriye’yi dövmüş, sindirmişti.
Ancak...
Rusya’nın kanatları altında bir Suriye artık eskisi gibi “kolay lokma” değil.

Haberin Devamı

..................

İKİNCİSİ...
Ortadoğu’da İran tehdididir.
İran’la da ABD bilek güreşinde...
Çünkü...
İran bölgede nüfuz alanını genişletmeye oynuyor. Hedefinde “İsrail’i yok etmek” ve Sünni Müslümanlığın merkezi gördüğü Suudi Arabistan var.
Suudi Arabistan, BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Mısır bu Şii üstünlüğü iddiasındaki yayılmacı dalgaya karşı güç birliği içindeler.
Dolayısıyla, ABD’yi de arkalarına almak için zorunlu strateji gereği İsrail’le dayanışmaya geçtiler.
ABD, Rusya ile bir “büyük devletler güç dengesi çerçevesinde” Suriye’nin İsrail’e tehdit olmaktan çıkmasını sağlayabilir.
Ama...
Uzaktan kumandayla İran güdümündeki silahlı, deneyimli milis örgütlerinin kontrol altında tutulması zor.
Bu örgütler Yemen’de de etkili...
Suudi Arabistan’ı doğudan da rahatsız ediyor.
O nedenlerledir ki ABD sık sık “İran, Suriye’den tamamıyla çekilmedikçe biz buradayız” açıklamaları yapıyor.

.......................

ÜÇÜNCÜSÜ...
Türkiye’nin ABD ile bilek güreşi.
ABD 70 yıla yakın stratejik ortağı Türkiye’yi kırmak, zaman zaman karşı karşıya gelmek pahasına neden kuzey Suriye’de PKK uzantısı bir fiili Kürt yönetimi oluşturmakta?
Neredeyse tükenişe gelmiş DAEŞ’e karşı savaştığı gerekçesiyle bu “garnizon devlete” müthiş büyüklükte silah yığınağı yapmakta.
Radar üsleri, havaalanları, füze savunma rampaları kurmakta.
DAEŞ’in uçakları mı var ki bu tesisler kuruluyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da çok gerçekçi olarak ABD’ye “Bütün bunlar kime karşı?” diye sormakta.
İşin aslı çok eski tarihlere uzanmakta.
İsrail devleti kurulurken “kırmızı kitap” denebilecek “güvenlik stratejisi” şöyle saptanmıştı.
“Etrafımız bize karşı olan Müslüman Araplarla çevrili. Biz de Arap olmayan Müslüman devletlerle sağlam dostluklar kurmalıyız.”
Bu konsept gereği dönemin şahlık İran’ı ve Menderes’ten başlayarak bütün iktidarlar boyunca Türkiye o “Arap olmayan Müslüman dostlardı.”
Sonra hesap değişti.
Şah devrildi, İran mollalar yönetimine geçti.
“İsrail’in yok edilmesini” hedef aldı.
Türkiye ile ilişkiler de Filistin nedeniyle uzunca süredir “bozuk” denebilir.
“Arap olmayan Müslüman Kürtler” İsrail’in kuruluşunda saptanan “yeni dost oluşum...”
Hem İran’ın önünü kesmek, hem de -Mısır, BAE, Suudi Arabistan’la güneyin önemli ölçüde güvene alınmasından sonra kuzeyde de bir “dost...”
Türkiye için ise böyle bir oluşum ciddi tehdit. İlerleyen süreçte sınırın bu tarafına taşmak hayallerini görmemek için fazlasıyla saf olmak gerek.
ABD’yle bilek güreşinin arkasında işte bunlar var.