Henri J. Barkey’in “Foreign Affairs” dergisinin mart sayısında yayımlanan “Kürt Uyanışı” yazısıyla devam.
Barkey’den satırları, özetlerle ve izlenimlerimle harmanlayarak yansıtıyorum.
.....................
Türkiye Kuzey Suriye’deki PKK / PYD yönetimi nedeniyle neden tepkili?
Oysa...
Kuzey Irak’taki Barzani yönetiminde özerk Kuzey Irak devletiyle iyi ilişkiler kurdu.
Kuzey Irak Kürt bölgesinin petrolü, boru hattından Ceyhan’a akarak dünyaya pazarlandı.
Türkiye böylece Kuzey Irak Kürt Yönetimi’ne nefes borusu sundu.
Bağdat’a rağmen Kuzey Irak Kürt Yönetimi ekonomisini kurabildi.
Kuzey Irak Özerk Kürt Yönetimi yeni Irak Anayasası’yla sağlanmış bir statüdür.
Kalıcıdır.
Fakat...
Barzani yönetiminde Türkiye kökenli PKK örgütünün etkisi ve rolü olmadığı için bu ilişki -neredeyse- sorunsuz yürüdü uzun süre.
Ne zaman ki Barzani “bağımsızlık” referandumu düzenledi, anında, Türkiye, İran ve Irak merkezi yönetimini karşısında buldu.
Barzani hem itibarını yitirdi hem de elinde bulundurduğu coğrafyanın yüzde 40’ını kaybetti.
Petrol ve gümrük kapısı gelirleri de sorun haline geldi.
Barzani kendisine tanınan kredi limitini aşmaya kalkışmıştı.
.....................
Kuzey Suriye’deki Kürt yönetimi daha başından itibaren Türkiye tarafından tepkiyle karşılandı.
Çünkü...
Kuzey Irak Kürt Yönetimi ABD himayesinde oluşmuştu.
ABD aynı senaryoyu bu defa da Suriye’de mi uyguluyor gibi zehirli bir soru işareti çiziliyordu.
Üstelik Kuzey Irak’ta Kürt Yönetimi’nde PKK yoktu ama PYD’nin beyni de, omurgası da, tetikteki parmak da PKK’ydı.
PKK ise Türkiye Devleti’nin “terörist” ilan ettiği ve on binlerce Türkiye insanının kanına girdiği bir örgüt.
Bununla beraber...
Suriye iç savaşı patlayana kadar kimlik belgeleri bile olmayan, çoğunun vatandaş olarak tanınmadığı Suriye Kürtleri, şimdi ülkenin kuzeyinde 3’te 1’e yakın toprağı kontrol ediyor.
Bunu ABD himayesinde yapabiliyor.
ABD’nin DAEŞ’e karşı sahadaki kara gücü gibi görüldüğü için yakın zamana kadar vatandaşlık statüsü bile olmayanlar şimdi uluslararası alanda muhatap algısı üretmekteler.
Kürtçe eğitim yasakken, Kuzey Suriye’deki bütün okullarda Kürtçe eğitim yapılmakta.
Astana sürecinin başlarında Rusya’nın “Suriye Arap Devleti” içinde/kuzeyde “kültürel özerk bölge” deyimlerini telaffuz etmesine karşın, bu sunum, Şam yönetimi tarafından reddedilmiştir.
Amerika çekildiğinde vaatlerine rağmen Fransa, İngiltere gibi ülkelerin Kuzey Suriye’deki Kürt yönetimini ne kadar koruyabilecekleri bir başka soru işaretidir.
.....................
İran’da Kürt varlığının bir problem oluşturması ihtimali uzak ve zayıftır.
Türkiye’de ise PKK’nın silahlı şiddetiyle bir yere varamadığı görülüyor.
HDP de Meclis’te sandalye olarak 3’üncü parti konumunda ama yeni Anayasa’yla Türkiye “Başkanlık sistemine” geçti.
HDP artık sandalye sayısı kadar bu yeni sistemde etkili olamaz.
.....................
ABD Suriye’den çekildiğinde Kuzey Suriye’deki Kürt oluşumu Ankara’nın ve Şam’ın insafına mı kalacak?
ABD’nin başka güçleri ve baskı unsurları da var.
Örneğin...
Medya ve sivil toplum kuruluşları.