Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Referandum sürecinin kurşuni ve ağır havasına bir avuç gökyüzü...
Cumhur-başkanı Erdoğan sonuçlar belli olduktan sonra “balkon konuşması” yapacakmış.
Sandıklardan yarın “EVET” de, “HAYIR” da çıksa “hangi görüşten olurlarsa olsunlar insanlarımızı birleştirici, kucaklayıcı” bir konuşma.
“Referandum da söylenenlerin, gerginliklerin, karşıtlıkların artık geride kalması gerektiği” mesajını vermek ve kendisinin “referandumda EVET oyu verenlerin de HAYIR diyenlerin de Cumhurbaşkanı olduğunu” vurgulamak iyi olur.
Balkon konuşmasının yapılacağı yer henüz belirlenmemiş.
Zaten “balkonun konumu” değil “içeriği önemli.”
Buna gerçekten ihtiyaç var.
Hele oranlar birbirine çok yakın olursa...
Haber Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresinden eski bakan Yalçın Akdoğan’dan...
...................
Türkiye Cumhuriyeti’nin kökleri 100 yıl öncesine uzanmakta.
Çok partili hayatın başlangıcı 1946 alınırsa demokrasimiz de 70 yıllık deneyimle olgunlaşmış olmalı.
Hatta...
Osmanlı’nın son dönemi dikkate alınırsa ilk “Meclis-i Mebusan parlamento geleneğimiz 1 buçuk yüzyıla yakın.”
O 141 yıl içinde Osmanlı Devleti çöktü...
İşgal altındaki topraklarımızda İstiklal Savaşı’nda halkın bir bölümü Halife Sultan’ın ve İstanbul Hükümeti’nin hilafetin yanında yer aldı. Diğer büyük bölümü Atatürk’ün ve Ankara Hükümeti’nin arkasında saf tuttu.
İstiklal Savaşı’nın zaferle sonuçlanması, işgalci yabancı devletlerin topraklarımızdan atılması, başkenti Ankara olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması insanlarımızı yeniden bütünleştirdi.
Atatürk’ün genç Cumhuriyet’i hangi görüşten olursa olsun milleti bütünüyle kucakladı.
1946’da çok partili demokrasiye geçildi.
Bir süre sonra toplum gene 2 kampa ayrıldı.
Araya 27 Mayıs 1960 ihtilali girdi.
Sonrasında koalisyon hükümetleriyle devlet her görüşten insanlarını ayırım yapmaksızın kucaklayan başat rolü yeniden kazandı.
Sonuncusu 15 Temmuz FETÖ’cü Darbe Kalkışımı olmak üzere yıllar içinde darbeler, muhtıralar verildi.
İktidarlar geldi geçti.
Türkiye insanı zaman zaman karşıt kamplara bölünmüş gibi görünse de her defasında yeniden omuz omuza bütünleşti.
.....................
Bu kez de sandıklardan “EVET” de çıksa “HAYIR” da çıksa milli bilincin, demokrasi olgunluğunun hepimizi bir araya, omuz omuza getirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Elbette siyasi tercihler farklı olabilir.
Ama...
Bu demokrasinin zaten özüdür.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sonuçlar belli olduktan sonra yapacağı “birleştirici ve kucaklayıcı” bir balkon konuşması böyle de değerlendirilmeli.
Dileriz ki “söylemler” ilerleyen zamanda “eylemlerle” de siyasi hayatın akışına yansısın.
....................
Bu bağlamda meslektaşlarımız için de bir dileğimi ifade etmeliyim.
Tanıdığım, birlikte çalıştığım Nazlı Ilıcak, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Şahin Alpay ve onlar gibi “FETÖ’cü olup İmamlardan talimat alacaklarına, bir hocaya biat edeceklerine” kişisel olarak inanmam mümkün olmayan diğer bazı gazeteciler için de 17 Nisan’ın “hapishane avlularındaki bir avuç gökyüzü” değil, “özgürlük” vaat eden, “göz alabildiğine engin mavilik” olmasını dilerim.