YIL 2006...
İzzet Çapa mekân yenilikleri dizisine bir yenisini daha eklemiş.
Nişantaşı Sofa Hotel’inin bir katında “uzun masa” konseptli mekânı açmış.
“Görelim” dedik, gittik.
Orada Ali Koç’la karşılaştım.
O günlerde kızı Sadberk Leyla doğmuştu. (Sadberk, Ali Koç’un babaannesinin adıdır.)
Arkadaşlarıyla bir aradaydı.
Tebrik ettim.
Bir baba olarak elbette çok mutluydu.
Fakat...
O günlerde Galatasaray da şampiyon olmuştu.
Hem de...
Fenerbahçe’nin Denizlispor’u yenememesi sonucu alınmış bir şampiyonluk.
Laf “futbola ve Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kaçırmasına” gelince yüzüne bir hüzün bulutu yerleşti.
Centilmence, bir Galatasaraylı olarak beni tebrik etti ve şöyle dedi:
“Fenerbahçe’yi ne kadar sevdiğimi bu defa daha da iyi anladım. Kendimden bu kulübe elimden gelen her şeyi vermem gerektiğini düşündüm. Kararlıyım...”
O sırada kulüp yönetiminde değildi.
Zaman zaman içinden geçiyor muydu?
Bilemem.
Ama...
Kararını 2006’nın o gününde vermişti.
Tanığıyım.
................
Aradan 12 yıl geçti.
Ali Koç Fenerbahçe Başkanı...
Galatasaray şampiyon, en fazla taraftar Galatasaray’da... (Galatasaray’ın üst üste 4 kez şampiyonluğu ve UEFA Kupası, Avrupa Şampiyon Kulüpler Şampiyonu Real Madrid’i yenerek Süper Kupa’yı alması öyle bir sinerji yarattı ki yıllar boyu gerisinde olduğu Fenerbahçe’yi geçerek en fazla taraftara sahip kulüp oldu.)
Ama...
Ali Koç’un Aziz Yıldırım’la nefes kesen yarışması ve sandıklardan büyük fark yaparak başkan seçilmesi Türkiye gündeminin birinci sırasına yerleşti.
Genç, enerjik, iyi eğitimli, dürüst, yürekli ve samimi genç adam Türkiye insanının bir özlemi olmalıydı ki Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlusu da yürekten alkışlıyor.
................
Önce...
Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’ye çok büyük hizmetlerini vurgulamalıyım.
O hizmetlerle ve özellikle başta modern stadyum olmak üzere altyapı tesisleriyle Galatasaray’a, Beşiktaş’a, Trabzonspor’a ve diğer kulüplerimize de öncü olmuştur.
Ona teşekkür borçluyuz.
Ali Koç da konuşmasında bunları vurgulamış ve “Aziz Başkan olmasaydı ben de burada olamazdım” demiştir.
Bu soylu, samimi ve centilmence bir selamlayıştır.
................
Pek çok Galatasaraylı Ali Koç’un başkanlığının rakipleri için “tehlikeli” olduğunu düşünüyor.
Gerçekten Ali Koç -kulübe sağlayacağı büyük montanlı mali katkı ötesinde- donanımıyla da Fenerbahçe için çok önemli kazanımdır.
Ali Koç hiç kuşkusuz getireceği yenilikler, açacağı yeni ufuklar, profesyonel yönetim, kurumlaşma kültürü, alternatif finans kaynakları üretimi, modernizasyon, mali disiplin, şeffaflık, kulüpte sağlayacağı birlik, taraftara vereceği heyecan ile kabuk tutarak kireçlenmiş klasik/geleneksel kulüp yönetimlerinin ötesine geçecektir. Yeni bir futbol çağının miladı olabilir.
Haliyle diğer kulüpleri de zorlayacaktır.
Ama...
Bir başka açıdan bakıyorum.
Bu zorlamayla diğer büyük kulüpleri de tetikleyecektir.
Onlar da yapısal ve zihinsel performans göstermek zorunda kalacaklardır.
Kulüplerin ve futbolun çıtası yükselecektir.
Ve...
Centilmence el sıkan, hakaret etmeyen, medeni ilişkiler içinde kalmayı bilen samimi bir başkan, kulüplerin yönetimlerinde de bir ılımlı, hoş, sportmence rekabet ortamına katkıda bulunabilir.
