Trump “züccaciye dükkânında dolaşan fil” gibi.
Etrafı şangır şungur indiriyor.
Önünüze bir dünya haritası açın ve bakın.
7 düvelle kavgalı.
..................
Çin, İran, Suriye, Katar, Pakistan, Rusya, Kuzey Kore, Libya, Venezuela, Küba ve Kolombiya’ya “yaptırım” uyguluyor.
Bu listeye şimdi Türkiye de eklendi.
Geleneksel dostu Kanada ve İngiltere’yle de ilişkileri limoni.
Meksika’yla da...
Dünya’nın neredeyse 3’te biriyle kavgalı.
...................
Buna AB ülkelerini de ilave edin.
AB’yi “rakip” hatta “hasım” ilan etti.
AB ürünlerini vergilendirdi.
AB’nin Almanya, Fransa ve İtalya gibi köklü ve kurucu üyeleri Trump’ın -genelde- bu agresif söylem ve eylemlerine “karşı tavır” koymuş bulunmakta.
Özelde ise Türkiye’ye yaptırımı onaylamadıklarını açıkladılar.
Almanya Şansölyesi Merkel’in ve Fransa Başkanı Macron’un, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la -kendi istekleriyle- telefon konuşmaları ve verdikleri destek önemli göstergedir.
....................
Trump yönetiminde ABD yalnızlık yolunda.
“Koşulsuz” destekçileri sadece Suudi Arabistan, Körfez Emirlikleri ve İsrail ile Mısır.
Krallık, şeyhlik/emirlik ve diktatörlük ülkelerinden “stratejik müttefikler” görüntüsünü, “ileri demokrasilerin” Trump’tan yüz çevirmeleri daha da “Kral çıplak” hale getiriyor.
...................
Trump sadece dünya haritasında değil, kendi ülkesinde de yalnızlaşmak sürecinde.
Hakkındaki “seçimlerde Rusya desteği” soruşturması Trump’ın etrafındaki hukuk çemberini giderek daraltmakta.
Kamuoyunda da destek yitirmekte.
Son olarak gazetecileri “vatan düşmanı” söylemiyle hedef aldı.
Ülkenin belli başlı “medya meslek örgütleri” bildiriler yayımlayarak, açıklamalar yaparak sert üslupla Trump’ı kınadılar.
ABD medyasının yanı sıra Avrupa’nın köklü ve saygın medyası da “Trump’ı düşünce ve ifade özgürlüklerine savaş açmakla” suçlamakta.
“Düşünce, inanç, ifade özgürlükleri temel alınarak kurulan ABD, Trump’la birlikte bu kurucu değerlerinden uzaklaşıyor” yorumları yapılmakta.
.....................
Trump’ın ikinci kez seçilme şansı -siyaset yorumcularına göre- neredeyse sıfır.
Ama...
Önümüzdeki 2 yıl ABD ve dünya için gene de kaskatı bir “Trump gerçeği” var.
Bu 2 yılı mümkün olduğu kadar az hasarla geçirecek politikalar aklın yoludur.
2 yıllık köprüyü geçinceye kadar Trump bir “dayı...”
Türkiye ve dünya Trump’ı dünyaya düşmüş, yeryüzünde büyük hasar yapmış bir büyük “göktaşı” gibi görmeli.
Demirel’in söylemiyle, böyle bir Trump “yönetilemez ama idare edilebilir.”
2 yıl daha sabır.