Türkiye ile Rusya arasındaki İdlib mutabakatı; Suriye’de yaşanmakta olan insanlık trajedisinde kimlerin, neyin peşinde olduğunu bütün çıplaklığıyla ortaya koydu.
Dikkat edilirse bütün bir insanlık tarihi; ilk günden beri, Hz. Adem’in oğulları olan Habil’le Kabil arasında başlayan savaşla aynen devam etmektedir.
İnsan insanın kurdu olduğu bir dünyada, taksimi, kuzulara şah olan kurt yaptığı müddetçe bu savaş bitmeyecektir.
Türkiye olmasaydı İdlib’te bir insanlık dramı yaşanacaktı. İşin vahametine bakın ki, gözlerini hırs, kan ve petrol bürümüş zorbaların hiçbir şey umurlarında değildir.
Sahillere vuran bebek cesetlerinden ibret almayan, alamayan bir dünyada hiç kimsenin insanlıktan ve insani değerlerden bahsetmeye hakkı yoktur.
Suriye iç savaşına karışan ve direkt veya endirekt şekillerde müdahalede bulunan onca ülkeler, burada ne arıyorlar dersiniz?
Dün, Rusya Afganistan’da ne arıyordu; aynı şekilde ABD Irak’ta ne aradı ve halen ne aramaktadır?
Bu ülkeler ve başkaları bugün de aynı coğrafyadalar ve var güçleriyle savaşmaktalar.
Niçin dersiniz?
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz; bunlar, aynı bölgede dün niçin vardılarsa bugün de onun için varlar. Dün ne yaptılarsa, bugün de aynısını yapmaktalar.
Suriye’de bulunan ve bulunmayan, Türkiye’nin dışındaki tüm ülkelerin niyeti bozuktur. Bunu da saklamayıp, açıkça dillendiriyorlar. ‘Güvenliğinizi sağlıyorum; şu halde, benim emrimde olacaksınız!’ diyen ve bunu uygulayan bir zihniyetle karşı karşıyayız.
İşte Türkiye, tüm bu zincirleri kırarak bölgesinde söz sahibi oluyor. Mazlumlara yardım ve kendi güvenliğini temin için emperyalistlere karşı savaşıyor.
Türkiye olmasaydı, İdlib’de on binlerce masum insan kanı akacak ve yüz binlercesi de, ülkelerine terk edip mülteci olacaktı.
İdlib, Suriye’nin merkezlerini birbirine bağlayan kavşak noktasıdır.
Kimyasal silah bahanesiyle yerle bir edilmek istenen İdlib, Sayın Erdoğan’ın yoğun girişimleri sonucunda kurtuldu. Rusya lideri Putin’le varılan 20 km.’lik silahsızlandırma alanı bölge insanına rahat bir nefes aldırdı.
Tabii daha henüz her şey bitmiş değil; 15 Ekim’e kadar, bölge, terör örgütlerinin ellerindeki ağır silahlardan arındırılması gerekiyor.
Türkiye’nin Rusya’yla birlikte attığı bu büyük barış adımıyla, Suriye’nin toprak bütünlüğü sağlanmış oldu. Kilit taşı konumundaki İdlib düşseydi, Suriye paramparça olacak ve tabir caizse kapanın elinde kalacaktı!
Şimdi sıra; ABD’nin himayesindeki PYD-YPG gibi terör örgütlerince konuşlu Fırat’ın doğusuna geldi!
