Günlerdir AK Parti’deki belediye başkanlarının istifalarını konuşuyoruz. Bu durumu eleştirenler, bu kişiler seçilmiş insanlardır; o halde bunlar ancak seçimle gitmeliydi diyorlar.
Türkiye’nin Güney-Doğusunda birçok il ve ilçelerde seçilmiş başkanlar görevlerinden uzaklaştırıldı ve yerlerine ‘kayyum’ atandı. Anayasa değişikliği için CHP evet diyor ve bütün seçimleri birleştirip erken seçim yapalım diyor.
Elin oğlunun ağzı çuval değil ki, dikesin! Ağzı olan konuşuyor!
Elimizi vicdanımıza koyup düşünelim: Yahu! Bu ülke, halen savaş halinde; daha dünkü kalkışmayı ne çabuk unuttuk? Bunun sonucunda 250 şehit ve 3000’ne yakın yaralı vermedik mi?
Yalnız bu mu? Güney-Doğuda da bölgesel kalkışma yaşandı. Bu kalkışmanın perde arkasındakiler ve içimizdeki uzantıları, aynı iğrenç emellerini kahpece saldırılarla sürdürmüyorlar mı?
Türkiye, sınırlarımızın ötesinde olduğu gibi içinde de kıyasıya bir savaş sürdürüyor; bundan dolayı da ülkede ‘olağanüstü hal’ var.
FETÖ, ülkemizin hemen tüm kurum ve kuruluşlarının en ücra noktalarına kadar nüfuz etmiş derken şaka mı yapıyoruz? Her gün, haklarında tutuklama kararı verilen onlarca sinsi örgüt mensubunu görmüyor muyuz?
ABD-İsrail, İngiltere, Almanya ve NATO tam 40 yıldır; FETÖ’yü Truva Atı yaparak Türkiye’nin içini oydu.
Son yıllarda bunun meyvelerini toplamaya giriştiler. Akla hayale gelmedik darbe girişimlerinde bulundular ve bulunuyorlar.
FETÖ her tarafı ele geçirdi de, siyaseti ve belediyeleri boş mu bıraktı zannediyor-sunuz? Daha düne kadar FETÖ ile mücadelede; siyaset ve belediyeler niye yok diye yırtınmıyor muyduk?
Parti ayrımı yapmaksızın birçok belediye başkanlarının kendileri bizzat FETÖ’cü değillerse bile, yönettikleri belediyelerin özellikle akçeli birimleri gırtlağına kadar bu pisliğe bulaşmışlar.
Bu aşağılık terör örgütü, bin bir çeşit hile ve şantajla muhataplarını esir ediyor; yöneticiler istese de bunlarla mücadele edemiyorlar!
Dikkat ediniz; şu parti bu parti demiyoruz; bu sinsi örgütün el atmadığı hiçbir yer yoktur. Bundan dolayıdır ki, her siyasi parti bağırsaklarını temizlemelidir.
Orkinos balığını avlarken; zokayı yutar yutmaz çekmeye yeltenirseniz, can havliyle tekneyi de sizi de batırır! Onun için yapılacak şey, ipini koyvermektir. Balık, derya benim diye bir uçtan diğerine kayıp gider. Zamanla kan kaybından ölür ve bu kez rahatlıkla tekneye çekilir!
Devlet aklı elbette bizimkiyle kıyaslanmaz; kim olursak olalım; duvarın yalnızca bu tarafını görmekle yapacağımız değerlendirmeler bir yere kadardır. Duvarın her iki tarafını gören ve ona göre değerlendiren aklın olduğunu bilelim ve tıpkı orkinos avcıları gibi sabırlı olalım!
Aksi halde batacak teknenin içinde biz de olacağız!