Fuat Bol

Fuat Bol

fuat.bol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bizim gibi, siyasi yönden rüşdünü ispatlayamamış ve dışarıya bağımlı ülkelerde darbeler kaçınılmazdır. Bunun da sebebi gayet açıktır; çünkü savunmasını bile dışarıya havale eden bir ülkenin şahsiyetini müdrik olması beklenemez.

Böyle bir ülke kendi adına karar veremez, verse de uygulayamaz.

Türkiye, 2. Dünya Savaşı’na girmedi ama savaşın sonuçlarını iliklerine kadar yaşadı.

Savaşın galibi ABD idi; ‘kurtlar sofrası’ndaki taksimde Türkiye, ABD’nin hegemonyasına bırakılmıştı. Çok partili demokratik (!) hayata geçip, NATO’ya girebilecektik ama bütün bunların bedelini de ödeyecektik!

Haberin Devamı

1947 yılında ABD ile imzaladığımız anlaşmada, yalnızca savunmamızı değil, eğitim politikamızı da onlara havale ettik. 27 Aralık 1947’de imzaladığımız Fulbright anlaşmasının 5. maddesi şöyledir: “Komisyon, dördü T.C. vatandaşı ve dördü ABD vatandaşı olmak üzere sekiz üyeden kurulu olacaktır. Bunlara ek olarak, Türkiye’deki ABD diplomatik heyetin başı, (Amerika Büyükelçisi) komisyonun fahri başkanı olacaktır. Komisyonda oyların eşit olması halinde kesin oyu misyon şefi (ABD Büyükelçisi) verecektir.”

Herkes, Menderes politikalarıyla ABD’ye teslim olduğumuzu sanır ama durum öyle değildir.

Menderes, NATO’ya girişimizle birlikte, tüm bu ABD politikalarını perçinlemiştir. Buna karşılık olarak da ABD, şemsiyesi altına aldığı (!) ülkelere Marshall yardımında bulunmuştur.

Kendimizi hem içeriden hem dışarıdan gözetlenebilir, kontrol edilebilir hale getirdik.

Böylece, askerimizin ayağındaki potinden elinde tuttuğu piyade tüfeğine ve ilkokul çağındaki çocuklarımızın sıralarına konulan süt tozuna kadar hemen her şeyimiz Amerikan menşeli olmuştu.

Bize “Sizin hiçbir şey yapmanıza gerek yok, her şeyinizi biz temin ediyoruz, edeceğiz” dediler.

Türkiye’de askeri üsleri vardı ve biz onlar için ileri karakol konumundaydık. Bizden istedikleri ise, çizilen çizginin dışına çıkmamamızdı. Belli ki bizi ne oldurup, ne öldüreceklerdi!

Oysaki bizim ne tarihimiz, ne coğrafyamız ve ne de milli karakterimiz buna müsaitti.

Boyunduruktan kurtulmak için çeşitli zamanlarda birçok hamleler yaptık; her seferinde darbeyle hizaya sokulduk!

Haberin Devamı

Kıbrıs bizim turnusol kâğıdımız oldu; 64’teki akametimiz ve 73’teki çıkarma harekâtımızla Hanya’yı Konya’yı gördük!

Kendileri de gördüğümüzün farkında olacak ki, bu kez, içimizde kurguladıkları bombanın fitilini ateşlediler (PKK).

36 yıldır PKK belasıyla uğraşıyoruz; onlara göre köreldik ama gerçekte bilendik.

Onlar darbelere, bizler direnmeye devam ettik. Onlar, FETÖ ile akılları sıra altın vuruşu denediler, biz de direnişin destanını yazdık.

ABD, bölgemizde yine nizam-nizamsızlık peşinde; eğitip donattığı terör örgütleriyle sınırları zorluyor.

Hesapları altüst eden ülke Türkiye oldu.

Artık cephede de, masada da güçlü Türkiye var.