Irak ve Suriye coğrafyalarında işler, gitgide daha çıkmaz bir hale dönüştü. Kim kimin arkasında, kim kimin karşısında, kim kimin yanında belli değil!
Öylesine değişken bir coğrafya ki, yirmi dört saat içinde ülkelerin sınırları değişebiliyor.
Bu kadar kaygan bir zeminde yürümek ve ülke menfaatlerini koruyabilmek, hiç değilse ülkesini zarara uğratmamak için gerçekten siyaset sihirbazı olmak gerekir!
Bölgenin ana mikseri ve büyük şeytanı olan ABD, ateşe körükle giderek; sözde dost ve müttefiki olan Türkiye’nin gözünün içine bakarak, Türkiye düşmanlarını silahlandırıyor; yetmiyor onları eğitip üzerimize salmak için hazır bekletiyor!
ABD desteği ile Rakka’yı ele geçiren PKK, burada bağımsızlık referandumuna gidecek! Bölgeyi kan gölüne çeviren ABD’nin sömürge valisi McGurk, Şam yönetiminden PKK-PYD’yi tanımalarını istedi!
Aynı ABD, İran’la dost ve düşmanlık adına adeta tahterevalli oynuyor!
Bir yandan Irak merkezi yönetimini Şii’leştirerek İran’ın emrine veriyor; diğer yandan bu yapılanmaya reaksiyon olarak geliştirdiği DAEŞ’i kurup, silahlandırıyor!
Biliyorsunuz, Irak Cumhuriyet Ordusu’nun silahları tek kurşun atmadan DAEŞ’in eline geçmiş, onlar da bu silahlarla Rakka’yı işgal edip başkent yapmışlardı. Demek ki DAEŞ’i de PKK’nın taşeronu olarak kullanan ABD’nin ta kendisidir.
Kaostan ve dumanlı havadan istifade eden İran, meydanı boş bulmuş olacak ki; Körfez ülkelerinden Yemen’e, Irak merkezi yönetimi ile Kerkük’e ve Musul’a, Esed yönetimi ile de Suriye’ye girdi.
Bölgenin tüm dinamikleri mezhepsel ve ırksal çatışmalar için kurgulanmış durumda.. Bu oyuna gelmeyen tek ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin bölgede belirleyici ülke olması, şimdilik bu uğursuz fitilin ateşlenmesine müsaade etmiyor.
Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye girmesi, terör koridorunu nasıl önlemişse; yine Türkiye’nin, Barzani’nin aymazlığından hareketle İran’la ortak hareket ederek, kurgulanan bir mezhep savaşını şimdilik önledi!
Ama sadece şimdilik!
Türkiye’nin, Şii İran ve yine Şii merkezi Irak’la ortak hareket etmesine mana veremeyenlerin; IKBY’nin, yani Sünni denilen Barzani’nin İsrail’le, ABD ve İngiltere ile ortak hareket etmesine mana bulmaları gerekir!
ABD’nin ve bölgede yeni oyun kurucuların yanılgısı, Türkiye’yi hala eski Türkiye olarak görmeleridir.
Yeni Türkiye bu girişimi ile Büyük Kürdistan hayal edenlerin heveslerini kursaklarında bıraktı; öyle ki, Barzani elindeki toprakları bile kaybedip yalnızca Erbil ve Dohuk’a sıkışıp kaldı.
Pirince giderken evdeki bulgurdan oldu!
Aklını bir an önce başına devşirmediği takdirde, kendi konumunu da tartışılır kılacaktır.