Milyonlarca Müslüman Hac ibadetlerini yerine getirip kurbanlarını kestiler.
Maksat; Allah’ın c.c. emrine uymak ve O’nun rızasını kazanmaktır. Şu halde; Hac ve kurban ve diğer tüm ibadetleri, yalnızca Allah emrettiği için ve yalnızca O’nun rızasını kazanmak için yapmak gerekir.
Arabi’nin Fütuhat- Mekkiyye’sinde güzel bir hikâye var; şöyle ki:
Bayezid-i Bistami şöyle der: ‘Anneme karşı yaptığım iyiliklerde nefsimin arzusunu değil, bana anneye iyilik yapmamı emreden dinimi yüceltmeyi hedeflediğimi zannediyordum.
Bu sebeple de içimde büyük bir haz ve sevinç duyuyor ve bu hazzın nefsime uymaktan değil, Hakkı yüceltmiş olmaktan kaynaklandığını düşünüyordum.
Annem, soğuğu şiddetli bir gecede bana şöyle dedi: ! Su getir!’ Üşendim, kalkıp hareket etmek bana ağır geldi ve şöyle dedim: ‘ Allah’a yemin olsun ki, benden istenilen şeyin verdiği güçlüğü kolaylaştıran şey, nefsime uyma arzusuydu.’
Bayezid, bundan dolayı amelini geçersiz saymış ve onu sahiplenmemiştir.
Daha sonra şöyle devam eder: ‘Zorlanarak kalktım ve kaseyi anneme getirdim. Bir de baktım ki annem uyumuş. Elimde kaseyle uyanıncaya kadar başucunda bekledim. Uyanınca kaseyi ona uzattım. Şiddetli soğuk sebebiyle parmağımdan kopan deri kasenin kulpuna yapışmıştı. Annem bunu gördü ve çok üzüldü.’
Bayezid, nefsine dönerek şöyle der: ‘Yaptığın ibadette ve Peygamber’e uyarken gösterdiğin dinçliğinin Allah sevgisinden olduğunu zannettiğin ibadetin boşa çıktı. Allah, kendisinin hoşnut olduğu bir şeyi yapman için seni yükümlü tutmuş, onu sana farz kılmış ve seni teşvik etmiştir.
Sevilenin emrettiği her şey, seven için güzeldir. Allah’ın insana emrettiği şeylerden biri de ey nefsim- annene iyilik ve ihsanda bulunmaktı. Seven ise sevdiğinin hoşlandığı şeyi yerine getirmekten haz alır.
Gördüm ki, tembelleştin, yere çakıldın ve annenin istediği suyu ona getirmek sana ağır geldi. Tembelce ve ağırdan alarak yerinden kalktın. Anladım ki, tembellik ve ağırdan alarak yerine getirdiğin bütün amelleri, Allah için değil o amellerdeki arzum nedeniyle yerine getirmişsin. Oysa anneye iyilik, Allah’ın senden istediği ve sana emrettiği bir davranıştır.
Halbuki sen, Allah’ı sevdiğini iddia ediyorsun. O’nu sevmek ise ibadetini yerine getirirken sende coşku ve haz oluşturur.’
Bayezid-i Bistami bu kadarını bile nefsine bırakmamışken; ya bizim yaptıklarımıza ne demeli?!
Bundan dolayıdır ki; günahlarımıza bir tövbe ederken, iyilik ve ibadetlerimize bin tövbe etmeliyiz. Ve yine bundan dolayıdır ki; cennet, insanoğlunun yaptığı hiçbir ibadetin karşılığı değildir; cennet tamamen Allah’ın lütfudur ve onu dilediğine ihsan eder.