İçişleri Bakanı Soylu, gençlerle yaptığı söyleşide şunları söyledi: “...Bedeli ne olursa olsun, sizin önünüzdeki engelleri kaldırmakla yükümlüyüz. İster canımızla ödeyelim, ister karşıdan hakaretlere maruz kalalım, isterse bizi anlamasınlar, ama ne yaparsa yapsınlar, bizim onlara söyleyeceğimiz tek bir şey var; bilselerdi yapmazlardı! Bilselerdi bugün terör örgütleriyle birlikte aynı ittifakın içinde olmazlardı. Elimde öyle istihbaratlar var, öyle çalışmalar var ki esas kanınız buna donar. Hiçbir ahlak, hiçbir memleket duygusu, hiçbir bayrak sevdası düşünmeden kol kola girenleri görüyor ve iğreniyorum. Yaptıkları pazarlıkları, yaptıkları anlayışı. Bu ülkenin en büyük korkusu istikrarsızlıktır...”
Etrafımız ateş çemberi; bizler cennet vatanımızda huzur içinde yaşıyoruz. Sıkıntılar yok mu? Elbette var ama onları aşacak gücümüz, azim ve kararlılığımız da var.
36 senedir terörle boğuşmaktayız; kaynaklarımız ve enerjimizi bu anlamsız(!) savaşta harcıyoruz. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik; 15 bin teröristi binin altına düşürdük. Can çekişmekte olan terör örgütüne (PKK) son darbeler indiriliyor!
Gün geçmiyor ki başta askeriye olmak üzere, çeşitli kurum ve kuruluşlarımızda çöreklenen FETÖ’cüler için soruşturma açılıp, haklarında yakalama kararları verilmiş olmasın. Hazırlanan ve hazırlıkları sürdürülen iddianameleri okudukça, gördüklerimizin buzdağı olduğunu anlıyor ve dehşete kapılıyoruz.
Onca darbeleri ve kripto halinde beklemekte olan darbe potansiyelini görmeyip, ülkemizin beka sorunuyla sözüm ona dalga geçenler, nerede yaşıyorlar acaba?
Sözde en yakın müttefikimizin Irak’ı üç parçaya bölüp, Suriye’yi de aynı şekilde parçalayıp, orada da bir Kürt devleti kurmak istediğini nasıl görmüyorlar?
Oysaki ABD’nin hedefinde asıl Türkiye var; tüm bu darbe girişimleri Türkiye’nin parçalanması için...
İçeriden kaç kez denedi olmadı; şimdi de dışarıdan deniyor. Yoksa başta ABD olmak üzere, kimsenin Kürtleri kara kaşları ve kara gözleri için sevdiği falan yok.
Bunların hepsi İsrail’i ‘arz-ı mevuda-vadedilmiş topraklara’ kolayca kavuşturmak için kurulmaya çalışılan ‘çerez’ kabilinden devletçikler.
Malum, bu topraklar Nil ile Fırat’ın arasını kapsıyor.
ABD, Mısır, Suudi Arabistan ve BAE ile İsrail’in kuzeyini ve kuzeybatısını, Suriye, Irak ve Türkiye ile de kuzey ve kuzeydoğusunu Siyonizm’in emrine vermek istiyor.
Bunun için de ‘Kıyamet Savaşı’nı bile göze almışlar.
Dün, İngiltere’nin yanında yer alan Araplar, Türkiye’yi nasıl yalnız bıraktılarsa, bugün de ABD ve İsrail’in yanında yer alarak, yalnız bırakmak istiyorlar.
Bundan dolayıdır ki her seçim gibi, 31 Mart seçimleri de Türkiye için beka meselesidir. Zira onca düşman, Türkiye’nin istikrarsızlığa düşmesi için aportta beklemektedir.
Yalnız onlar mı? Bir de içeride pusuya yatanlar var.
Türkiye’nin istikrarsızlığa sürüklenmesi için avuç ovuşturuyorlar!
Ve Sayın Erdoğan’ın düşmesini dört gözle bekliyorlar!
Üstelik bunlar, AK Parti’nin kurucuları, Sayın Erdoğan’ın dava (!) arkadaşları!..
